Sayfalar

31 Aralık 2013 Salı

Mustafa Ceceli - Limon Çicekleri Dinle Şarkı Sözleri

Uzakta çok uzakta güneyde Yazları sıcacık ve aşık Kışları soğuk ve sensiz bir şehir Ve ben üşüyoruz Bir uğrasan diyoruz İklimini getirsen bereketini bolluğunu Örtsen üzerimize Havalansa yine zil çalan eteklerin Gelip otursa gözlerime gözbebeklerin Öperken içsem ağzının çiçek balını Günahını boynuma seni koynuma alsam Hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan Ben görmedim böyle alımı çalımı Ya Rabbi duy duyur sesimi Anlamıyor kimsesizliğimi Ya Rabbi yetiş ya Rabbi Ya Rabbi duy duyur sesimi Anlamıyor çaresizliğimi Ya Rabbi elver ya Rabbi Tenhada kuytuda ücrada Tekinsiz bir mecrada Dua etsem seni dileyen Börtüm böceğim bitki örtüm Olacak duam olsan amin desem hamdetsem Toprağına kök salsam Senle nihayet bulsa ömrüm

NASA'dan Beyonce tepki geldi

NASA tarihinin en büyük faciası olarak kabul edilen Challenger kazasına ait bir ses kaydı kullanan Beyonce'ye tepki çığ gibi büyüyor. Ünlü şarkıcının yeni albümünde yayınladığı 'XO' adlı şarkısının ilk 6 saniyesinde NASA eski çalışanı Steve Nesbitt'in kazanın ardından "Uçuş teknisyenleri durumu dikkatli bir şekilde inceliyor. Muhtemelen büyük bir arıza gerçekleşti" sözleri duyuluyor.NASA yetkilileri endişelerini dile getirirken, kazada yakınlarını kaybedenler şarkının hayalkırıklığı yarattığını ve duygusal açıdan zor anlar yaşattığını ifade etti. Eski NASA çalışanı Keith Cowing ise ses kaydının şarkının içinde tamamen kaldırılmasını talep etti. Beyonce yaptığı yazılı açıklamada, "Kalbim yakınlarını Challenger faciasında kaybedenlerle. Bu şarkı sevdiklerini kaybeden insanlara yardım etmek, hayatta hiç beklenmedik olayların olabileciğini hatırlatmak bu yüzden yaşadığımız her anın tadını çıkartmayı değerini bilmeyi hatırlatmak için kaydedildi. Söz yazarları, o ses kaydını Challenger 'ı anmak ve ve hiçbir zaman unutulmamaları için kullandı" ifadelerini kullandı. Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden 28 Ocak 1986'da ateşlenen Challenger uzay mekiği, ateşlenmesinden 73 saniye sonra katı yakıt motorundaki arıza nedeniyle havada infilak etmiş ve parçaları Atlantik Okyanusu'na çakılmıştı. Faciada 7 kişi hayattını kaybetti.

Otobüs Devrildi: En Az 2 Ölü, 10'dan Fazla Yaralı Var

Kaza, saat 05.20 sıralarında Maslak, TEM Otoyolu girişi Çöp Yolu mevkisinde meydana geldi. İçinde 40’a yakın yolcu bulunan Edip Savaş yönetimindeki 39 AV 005 plakalı yolcu otobüsü, kontrolden çıkarak yan yattı. Devrilen otobüsteki yolculardan 2’si olay yerinde hayatını kaybetti. Aralarında kadın ve çocukların da olduğu çok sayıda yolcunun da yaralandığı öğrenildi. Yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğu belirtildi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ambulans, kurtarıcı vinç, itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılardan bazıları ayakta tedavi gördü. Durumu ağır olan yaralılar ise çevredeki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Otobüsün altında kalan bazı yolcular ise itfaiye ekipleri tarafından uzun süren çalışmalar sonucu çıkarılabildi. Araçtan kendi imkanlarıyla çıkarılan yolcular, otobüsün viraja çok hızlı girdiğini iddia etti. Polis ekipleri kazanın meydana geldiği yolu trafiğe kapatarak güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ekipleri, devrilen otobüsü kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Görevden Almalar Başka Bir Kuruma Daha Sıçradı

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Hasan Karaçam görevinden alındı. Ayrıca e-faturanın başındaki daire başkanı Uğur Doğan da görevden alınarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nda başka bir göreve kaydırıldı. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Maliye Bakanlığı’nda ilk görevden alma geçtiğimiz günlerde Mali Suçları Araştırma Kurulu’nda (MASAK) yaşanmıştı. Başkan Yardımcısı Faruk Elieyioğlu görevinden alınmış 23 Aralık tarihinde de vergi başmüfettişliğine atanmıştı. Geçen hafta sonu da Gelir İdaresi Başkanlığı’nda bir dizi görevden alma ve yer değiştirme operasyonu yapıldığı öğrenildi. 2010 yılında başkan yardımcılığına getirilen Hasan Karaçam’ın görevden alındığı, ardından da Karaçam’ın izne çıktığı belirtildi. Karaçam’ın Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan tamamen ayrılarak özel sektöre geçmeyi planlandığı ifade ediliyor. E-FATURANIN BAŞINDAKİ İSİM DE ALINDI Maliye Bakanlığı’nın uzun bir süredir hazırlığını yaptığı e-fatura uygulamasının başındaki isim olan Daire Başkanı Uğur Doğan’ın da geçen Cuma günü görevden alındığı belirtildi. Doğan görevden alınmadan önce Gelir İdaresi Başkanlığı’nda birden fazla dairenin vekaleten de başkanlığını yürütüyordu. E-fatura ile ilgili de başından itibaren projenin başındaki kişiydi. E-FATURA DA ERTELENDİ E-fatura da aslında 2014 yılının başında devreye girecekti. Ancak Maliye geçtiğimiz günlerde e-faturaya geçişi 3 ay erteledi. E-fatura uygulaması 1 Nisan 2014 tarihinde başlayacak.

Arkadaş Grubuna Girmek İçin Buda Yapıldı.

Öğrenciler arasında yaşanan gruplaşmalar, sosyal ve psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Bursa’da bir ortaokulda kızlar tarafından oluşturulan gruba dahil olmak konulan kural şoke etti. Gruba girmek için saçlarını yiyen öğrencinin midesinden 18 santim büyüklüğünde saç yumağı çıktı. Mide ağrısı şikayeti ile hastaneye gelen aynı arkadaş grubundan 2 kız öğrencinin daha midesinde kıl yumağı tespit edildi. Ortaokul öğrencisi 12 yaşındaki E.Ç, kusma ve çabuk doyma şikayeti ile Özel Bahar Hastanesi’ne başvurdu. Ultrason ve tomografisi çekilen genç kızın midesinde 18 santim büyüklüğünde bir kitle tespit edildi.
Genç kızın ameliyatını gerçekleştiren Özel Bahar Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Davut Baykan, şu bilgileri verdi: “Yapılan endoskopide bu kitlenin hastanın saç kıllarını dönem dönem yutması sonucu oluşan gıda takviyeleri ile birleşmiş bir kitle olduğu tespit edilmiştir. Bu kadar büyük bir kitleye 20 yıllık meslek hayatımda hiç rastlamamıştım. Bunu normalde ufak olduğu zaman endoskopik olarak çıkartılabilir ama bu kadar büyük bir kitle ancak ameliyatla çıkartılabilir diye değerlendirip bu 18 santimlik kitleyi ameliyatla çıkartmaya karar verdik. Ameliyat yarım saat sürdü. Hastamızın yaşı küçük olduğu için çabuk toparlanacaktır.”                        “ Saç yutmanın normal bir davranış olmadığını ve hastanın psikolojik nedenlerle mi yoksa başka nedenlerle mi saç yuttuğu konusunu araştırdıklarını belirten Dr. Baykan, “Sorguladığımızda çocuğun psikolojinin iyi olduğunu, sadece okuldaki arkadaşlarının arasında böyle bir alışkanlığın yaygın olduğunu, kendisini de bir arkadaş grubuna girmek için kendisine bunun şart koşulduğundan dolayı böyle bir tavrı bir yıldır sergilediğini bize ifade etti. Bu bizi oldukça şaşırttı. Çünkü kişisel bozukluklarda olabilen bir durum, bir grup halinde yapıldığı zaman daha farklı değerlendirilmesi lazım. Enteresan olan, bu çocuğun bu şekilde rahatsızlığı olduğunu gördükten sonra peşinden iki arkadaşı daha bize müracaat etti. Onlarda da bu kadar büyük olmamakla beraber, aynı kıl yumaklarının midede ve bir tanesinde de 12 parmak bağırsaklarında olduğunu tespit ettik. Onlara da gereken müdahaleyi yapacağız.” E.Ç’nin annesi H.Ç. ise mide bulantısı ve grip şikayeti ile hastaneye getirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Doktor ‘saç yemiş’ dedi. Ben de ‘yemiyor’ dedim. Yani saçıyla oynadığını biliyorum ama böyle yediğini bilmiyordum. Sonra midesinin filmi çekilince saç yediğini öğrendik. Çok şaşırdık, şok olduk yani. Neden yediğini sorduk ama söylemedi. Sinirlenince yedim diyor, başka bir şey söylemiyor.” Özel Bahar Hastanesi’nden Psikolog Halide Tüysüzoğulları, gençler arasında gruplara girebilmek için her türlü olumsuz davranışın olabileceğine dikkat çekti. Psikolog Tüysüzoğulları aileleri şu uyarılarda bulundu: “Gençlerde saç yolma, kaş yolma, tırnak yeme gibi bir çok olumsuz davranış gelişebilir. Çok sık karşılaşılan bir şey değil. Ancak çok dikkat edilmesi gerekir. Gençlik yıllarında dürtüleri kontrol etmekte güçlük ortaya çıkıyor ancak burada bir gruba ait olmak için yapılan davranış söz konusu. Çocukları kontrol etmek, değerlendirmek gerekir. Aileler biraz çocukların davranışını takip etmeli, sok fazla sıkmaya gelmiyor onları. Ama bir yandan da davranışların takip edilmesi gerekir, dikkat etmek ile çok sıkmamak arasında bir davranış geliştirmek gerekir.”

30 Aralık 2013 Pazartesi

Pistlerin Şampiyonu Michael Schumacher Yaşam Savaşı Veriyor

Tedavi altına alındığı Grenoble Hastanesi'nde düzenlenen basın toplantısında Schumacher'in durumunun sağlık kritik olduğu ve yaşam savaşı verdiği belirtildi. Doktorlar, Schumacher'in hastaneye getirildiğinde ciddi bir beyin travması geçirdiğini, hemen ameliyata alındığını ve akabinde komaya girdiğini söyledi. Alman pilotun çarpmanın etkisiyle beyninin sağ tarafında lezyonlar oluştuğu ve kask takmasına karşın bunun yeterli koruma sağlamadığı ifade edildi. Basın toplantısında, ne zaman kendine geleceği sorusuna ise gereken tüm müdahalenin kendisine yapıldığı, ancak gelecek hakkında konuşmanın imkansız olduğu söylendi. Schumacher'in tam anlamıyla yaşam savaşı verdiğini söyleyen hekimler, şu aşamada herhangi bir tahmin yürütemeyeceklerinin altını çizerek henüz bir teşhis koymak için çok erken olduğunu dile getirdi. Schumacher'in şimdilik ikinci bir operasyona ihtiyaç duymadığı da kaydedildi. Ailesi "özel hayata saygı" istedi Alman pilotun menajeri Sabine Kehm tarafından yayımlanan açıklamada ise, "Medyadan, aile mahremiyetimize saygı duymasını rica ediyor ve desteğiniz için teşekkür ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Aile, açıklamada, pilotun tedavisiyle ilgilenen doktorlara da teşekkür ederken, Schumacher'in tedavisi için mümkün olan her şeyin yapıldığından da emin olduklarını belirtti. "Sağlığına kavuşmasını ümit ediyoruz" Almanya Hükümet Sözcü Steffan Seibert ise Federal Basın Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ve hükümet üyelerinin, eski Formula 1 pilotu Michael Schumacher'in kayak yaparken düşerek ağır yaralandığını öğrenince dehşete düştüklerini söyledi. Schumacher'in ailesine bu zor dönemde güç ve birliktelik dilediğini ifade eden Seibert, "Doktorlar, Schumacher'in durumunun ciddi olduğunu ifade ediyor. Schumacher'in yeniden sağlığına kavuşmasını ümit ediyoruz" dedi. Formula 1 Dünya Şampiyonu Red Bull Racing-Renault'nun Alman pilotu Sebastian Vettel de Alman Haber Ajansı'na (DPA) yaptığı açıklamada, ''Şoke oldum. Mümkün olduğu kısa bir sürede sağlığına kavuşmasını ümit ediyorum'' ifadesini kullandı. Mercedes Benz'in eski Motorsporları Başkanı Norbert Haug da Schumacher ve ailesi için dua ettiğini belirterek, ''Bu durumdan çıkabilecek güçte birisi varsa o da Michael'dir'' şeklinde konuştu. Öte yandan, Schumacher'in gençlik yıllarını geçirdiği Köln yakınlarındaki yaklaşık 65 bin nüfuslu Kerpen kasabasında yaşayanların da efsane pilotun sağlık durumunu kaygı ile izledikleri bildirildi. Kerpen Belediyesi Sözcüsü Christa Cornely, çok sayıdaki kişinin belediyeyi aradığını ve geçmiş olsun dileklerini ilettiğini söyledi. Formula 1'de 1994-2004 arası 7 kez dünya şampiyonu olan efsanevi Alman pilot Schumacher, 3 Ocak'ta 45. doğum gününü kutlayacaktı. Efsanevi Formula 1 pilotu, Fransız Alpleri'nde yer alan Meribel'de sabah saatlerinde kızıyla kayak yaparken düşmüş, kaskı olmasına rağmen başını taşa çarparak ağır yaralanmıştı. Pist görevlilerinin erken müdahalesiyle helikopterle Moutiers'de bir hastaneye kaldırılan Schumacher, daha sonra Grenoble'daki CHU de Grenoble Hastanesi'ne sevk edilmişti.

Komplonun Bir Ucu'da Vatikan'a Uzanıyor

Bazı sivil toplum kuruluşlarının liderleri ve kanaat önderleri Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde Türkiye'de son yaşanan gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan gazeteci-yazar ve Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak, liderlerin örgütlerinden bağımsız şekilde kendi düşüncelerini ifade edeceğini belirterek, yapılacak açıklamaların tamamen kişilerin şahsını bağladığını söyledi. Geçen hafta İngiltere merkezli 7 bankanın, dünya piyasalarını manipüle etmek üzere libor ve kur ayarlarıyla oynayarak dünyada çok büyük örtülü soygun gerçekleştirdiklerini iddia eden Dilipak, buna karşın başta Avrupa Birliği'ndeki sigorta fonları olmak üzere oyun dışında kalan finansal kuruluşların olayı mahkemeye intikal ettirdiklerini, mahkeme kararı beklenmeden 7 bankanın içinde olduğu grubun kendi rızalarıyla 2,2 milyar dolar ceza ödemeyi kabul ettiklerini belirtti. Dilipak, İstanbul merkezli operasyonunun, Türkiye'ye para girişini engellemek ve "ülkeden para çıkışını kışkırtmak" adına büyük etki gösterdiğini öne sürerek, "Ayakkabı kutularında olduğu söylenen rüşvet parası, buna neden oldu" diye konuştu. İngiltere
deki olayın siyasi tartışmalara konu olmadığını ifade eden Dilipak, "Orada 2,2 milyar dolarlık bir manipülasyondan bahsediyoruz. Ancak Türkiye'de bir kaç milyon dolarlık bir rüşvet gerekçesiyle ülke ekonomisi çok ciddi bir şekilde zarara sokuldu. Bu da oyunun nasıl olduğunu ortaya koyuyor" dedi. Uluslararası bir komployla karşı karşıyayız Dilipak, Türk halkının imtihandan geçtiğini, yeise kapılmaya gerek olmadığını belirterek, şöyle devam etti: Ben 43 yıllık gazeteciyim. 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı, postmodern darbeleri, Gezi olaylarını çok yakından yaşadık. Bu da bu zincirin bir devamı. Paniğe gerek yok. Gerçeklerin peşinde olalım. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana, zalime karşı duralım. Yolsuzluk yapan varsa ki var ben bunu çok önceden yazdım. Bu binlerce yıl öncesinden vardı. Bugün de var yarın da olacak. Peygamberlerin çocukları bile hatalar da yapabildiler. Biz her zaman bu olayların üzerine gidelim. Bunlar aleni, yaygın, yapanın yanına kar kaldığı, sistematik hale dönüşmemesi için çaba gösterebiliriz. Yoksa bütünüyle bu olay önlenmiş olmayacak bunu da bilelim. Bu tür yolsuzluk olayları sadece iktidarın içinde değil muhalefetin içinde de var. Bu eleştiriyi yapan cemaat yapılarının içinde de aynı yanlışlıklar her zaman olmuştur, olacaktır. İşi abartmaya gerek yok. Bu olay sadece cemaat meselesi değil. Çok açık ve net söylüyorum Amerika, İngiltere ve İsrail'in merkezinde yer aldığı, Fransa ve Almanya'nın da işin içinde olduğu, bir ucunun Vatikan'a kadar uzadığı uluslararası bir komployla karşı karşıyayız. Türkiye'yi ılımlı İslam'ın bir sıçrama tahtası olarak görmek istiyorlardı. Bugünden yarına bu kriz bitmeyecek Türkiye'nin İslam dünyasıyla irtibatının ve bu ülkelere rol model olmak istemesinin önünün kesilmek istendiğini savunan Dilipak, Bugünden yarına bu kriz bitmeyecek. Ya iddialarınızdan vazgeçeceksiniz biraz geri gideceksiniz ya da burada duramazsınız. Türkiye bu fırtınalı havada yoluna devam edecek. Yardımcımız Allah olunca kazanamamız gibi bir durum yok" ifadelerini kullandı. Cemaat içindeki kriptolardan kurtulsun Rabia Platformu Sözcüsü Dilipak, şunları kaydetti: Yanlışın neresinden dönülürse kardır. Nasıl AK Parti kendi içindeki uçkur ve menfaat düşkünlerini bunu bir fırsat bilip temizlemesi gerekiyorsa cemaat de kendi içindeki kriptolardan kurtulmadıkça onlara da rahat yüzü yok. Sadece bizden endişe etmesinler. Kendilerini hangi maksatla kullanmak isteyenlerin kim olduğuna baksınlar. Onların dostları olmadığını bilsinler. Onların menfaatine hizmet etmediğiniz takdirde sizleri feda etmekte tereddüt etmeyeceklerdir. Onların amaline hizmet ederseniz dünyanızı da ahiretinizi de kaybedersiniz. Çünkü siz istediniz diye biz dinimizi Euro-İslam standartlarına indirgemeyeceğiz. Sadece bir cemaatten söz etmiyorum. Birçok yapının içine sızdıklarını da biliyorum. Cemaatin başına gelenlerin de ötekiler için ders olması lazım. Ayağımızı denk almamız gerekir. Cemaat içinden üst düzeyde hatta asker, polis ve istihbarat konusuyla ilgili koordinatör seviyesindeki bir kişinin elindeki dosyalarla birlikte hükümete bilgi aktardığını biliyoruz. Bununla ilgili internette de gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz. İnkarın hiçbir işe yaramayacağı bir noktadayız. Bu durum da hükümet de üzerine düşeni yapacaktır herhalde. Hükümete de tavsiyelerde bulunmak istediğini anlatan Dilipak, "Hükümete söyleyeceğim bazı şeyler var. Bu durumu fırsat bilmesi, hem kendi içindekileri arındırması hem de paralel ve derin devletin bürokrasisi içinde medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi ve sivil toplum kuruluşları içindeki yapılanmasını gözden geçirmesi gerekir" dedi. Hizmetleriyle öne çıkan bir yapı, Türkiye'yi kaosa sürükledi İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım da son günlerde herkesi üzen bir süreçten geçtiklerini belirterek, "Hizmetleriyle öne çıkan bir yapı, ne yazık ki şu anda bir taşeronluk, lejyonerlik faaliyeti içerisine girerek üzücü ama Türkiye'yi kaosa sürüklemiştir. Halbuki biz Hocaefendiden yıllardır temkinli olma, diyalog dinledik. Dünyanın birçok yerinde bu yapıdaki arkadaşlara yardımcı olurken bu yapının içindeki yöneticilerinin bizi Amerika'ya şikayet ettiğini, Somali'de kalkıp sivil toplum kuruluşları arasında bizi terörist ve El-Kaide olarak Amerika'ya şikayet ettiğini biliyorduk. Ancak 'bunlar, ferdi birkaç kişinin söylediği şeyler' diyorduk" dedi. Yaşadıkları şeyleri aklının almadığını, İsrail'in birkaç gün önce "İHH'yi İsrail için büyük bir tehdit olarak algılıyoruz" diye açıklama yaptığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: İsrail bu açıklamayı yapmadan birkaç gün önce cemaatin birçok unsuru 'İHH El-Kaidedir' diye dosyalar hazırlamaya başladı. Bu dosyayı bize önce hazırlayan 2003'te Tuncay Okçin'dir. Tam bir iftira dosyası. Bir taraftan İsrail bizi tehdit ediyor. Arkadan dosyalar hazırlanıyor. Yargı içindeki birtakım işbirlikçi ve başkalarının uşağı olan insanlar ve polisin içerisinde bize dosya hazırlıyorlar. Bu arada bir suikast timi, Türkiye'ye gönderiliyor. Bu timi hangi ülkeden gelmiş, yönlendiricisi hangi Yahudi kökenli birisi? Bunu kullanan ve kullanılan kimler? Burada bunlara kapı açan kimler? hepsini çok iyi biliyoruz. Kendimizi korumaya çalışıyoruz. Cemaate seslenmek istiyorum" diyen Yıldırım, şunları söyledi: Aldığımız bilgi şu. 10-15 gün duracakmış ağalar sonra tekrar başlayacaklarmış. Ellerinde bilmem hangi hükümetin bilmem ne dosyası varmış. Şu ana kadar İsraille ilgili hiç dosya açıklamadınız. Bu ülkeyi bölmek, bölgeyi parçalamak mı istiyorsunuz? Bu ülkeyi işgal edilir hale getirmek mi istiyorsunuz. Şu anda emperyalizm ve siyonizm birleşti bütün İslam coğrafyasına saldırıyor. Mesele sadece Recep Tayyip Erdoğan değil. Bütün İslam dünyasına saldırma var. Karşımızda iyi niyetli, namaz kılan, ahlaklı görünen kesim var bunların hepsi kardeşimiz ama irade onların elinde değil. O kardeşlerimizi de uyarın. Karşımızda acımasız, şantajcı, bu ülkeyi yolsuzlukla ve pornoculukla anılan bir hale getiren bir anlayış var. Cematteki hiçbir kardeşime sözüm yok, onlar kardeşimdir. Hocaefendiye de şunu söylüyorum: Allah için kendine gel. Emek, kaynak harcandı bu kadar ülkede okul açtın. Bu kadar insan yetiştirdin. Bazıları diyor ki 'Etrafındaki kişiler Hocaefendiye doğru bilgi vermiyor'. Ben seni iyi tanırım. Doğruyu yanlışı bilirsin. Tövbe ve özür erdemdir. Bu kadar emeği ve kaynağı boşa harcama. Yoksa bu ülkede de başka ülkelerde de insanların gönlünden çıktın. Basın toplantısına Ümran Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevat Özkaya ve Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da katıldı.

Tarkan - Aşk Gitti Bizden Klip Şarkı Şarkı Sözleri

bana müsade hadi bay bay
bundan böyle bizi mazi say
sanma ki içim buruk değil
e ayrılık bu, kime kolay?

nerde şimdi o
içimde uçuşan kelebekler
bende o duygulardan
hiç kalmadı eser

biri sen, biri ben
iki damla yaş aktı gözlerimden,
olmadı olduramadık
ve aşk gitti bizden

önce sen, sonra ben
kaydık yıldız gibi gökyüzünden
bir türlü tutturamadık
ve aşk gitti bizden

tanıdık hikaye, malum
e aşkı gurura feda ettik
dönüşü yok ki bu sonun
ayrı dünyalara düşüverdik

bu bahçelerde
bir zamanlar
renk renk çiçekler açardı
ne yazık ki soldular

nasıl oldu da
öyle bir anda
olduk birer yabancı
ne yazık ki ayrıldı yollar

Beşiktaş'ın Kamp Programı Belli Olduğu Acıklandı

Siyah-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, 7 Ocak Salı günü BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde toplanacak futbol takımının, 9 Ocak Perşembe günü Antalya'ya giderek Gloria Serenity Hotel'de kampa gireceği belirtildi. Hazırlıklarını 18 Ocak Cumartesi gününe kadar Antalya'da sürdürecek Beşiktaş'ın, 12 Ocak Pazar günü saat 19.30'da Alman ekibi Borussia Mönchengladbach ile Mardan Stadı'nda, 15 Ocak Çarşamba günü Güney Kore temsilcisi Gyeongnam ile saat 18.00'de Gloria Resort antrenman sahasında ve 18 Ocak Cumartesi günü de Hırvat ekibi RNK Split ile saat 15.30'da yine Gloria Resort antrenman sahasında hazırlık karşılaşmaları oynayacağı kaydedildi.

Galatasaray'da 10 Günlük Tatil Başladı

Süper Lig'in ilk yarısını 9 galibiyet, 6 beraberlik ve 2 mağlubiyet alarak 33 puanla ikinci sırada tamamlayan sarı-kırmızılı futbolculara teknik direktör Roberto Mancini, 10 gün izin verdi. Devre arası kampını Antalya'nın Belek ilçesinde gerçekleştirecek Galatasaray'da oyuncular, 8 Ocak Çarşamba günü Florya Metin Oktay Tesisleri'nde toplanacak. Aynı gün Antalya'ya gidecek sarı-kırmızılılar, yaklaşık 17 gün kamp yapacak. Mücadele ettiği UEFA Şampiyonlar Ligi, Ziraat Türkiye Kupası ve Spor Toto Süper Lig'de yoluna devam eden ve rakiplerine oranla daha fazla maç yapan "Cim Bom", 10 günlük izin sayesinde ikinci yarı öncesi dinlenme fırsatı yakalayacak. Galatasaraylı futbolcular, teknik ekibin verdiği bireysel antrenman programıyla tatilde de çalışmalarını sürdürecek.

Fenerbahçe İlk Yarıyı Farklı Bitirmeyi Başardı

Spor Toto Süper Lig'in 17. hafta mücadelesinde Kayserispor'u 5-1'lik farklı skorla yenen Fenerbahçe, ligin ilk yarısını 41 puanla zirvede tamamladı. Kayserispor karşısında ilk yarıyı 0-0 tamamlayan sarı-lacivertli takım, ikinci yarıda adeta patlama yaparak rakip fileleri 5 kez havalandırdı. Ligin ilk yarısındaki 17 maçta 13. galibiyetini elde eden Fenerbahçe, 2'şer beraberlik ve yenilginin ardından toplam 41 puana ulaştı. Sarı-lacivertli ekipte bu sezon ligde Sow 9, Emenike 8, Cristian 3, Caner Erkin 2 ve Mehmet Topal da 1 gole imza attılar. Sarı Kanaryalar", sezonun 17 maçlık bölümünü attığı 43 gole karşılık kalesinde 19 gol görerek tamamladı. Fenerbahçe, ligin ilk yarısında en yakın rakibi Galatasaray'ın 8 puan önünde yer alarak, şampiyonluk yolunda önemli bir avantajın sahibi oldu. Goller ardı ardına geldi İlk yarısı 0-0 tamamlanan mücadelede, ikinci yarının başlamasıyla goller ardı ardına geldi. Fenerbahçe, maçın 51. dakikasında Cristian'ın ayağından penaltı golüyle 1-0 öne geçerken, 59. dakikada Bobo'nun golü Kayserispor adına skora denge (1-1) getirdi. İki dakika sonra 61. dakikada Sow'un golü Fenerbahçe'yi 2-1 öne geçirirken, 63. dakikada sahneye çıkan Mehmet Topal, takımını 3-1'lik üstünlüğe taşıdı. Mücadelede üstün oyununu sürdüren Fenerbahçe, 70. dakikada Emenike'nin şık golüyle 4-1, 76. dakikada da Caner Erkin'in şık golüyle skoru 5-1'e getirdi. Bu sezon 3. penaltı golü Kayserispor'a ilk golünü penaltıdan atan Fenerbahçe, bu sezon ligin ilk yarısında 3. kez penaltıdan gol kazandı. Kazandığı 4 penaltıdan üçünde gol bulan sarı-lacivertli takım, bir atışta ise golle buluşamadı. Emre Belözoğlu 2, Cristian 1 penaltı golüne imza atarken, Kuyt kullandığı bir penaltı atışından yararlanamadı. Emre, ligin ilk haftasındaki Torku Konyaspor ve 11. haftadaki Galatasaray maçlarında kullandığı atışları, gole çevirdi. Kuyt ise 15. haftadaki Akhisar Belediyespor mücadelesinde atıştan faydalanamadı. Cristian'dan maskeli kutlama Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Cristian, 51. dakikada attığı penaltı golünden sonra maskeli kutlama yaptı. Penaltı atışını gole çevirdikten sonra tribünlere doğru koşan Cristian, şortundan bir maske çıkardı. Kafasına geçirdiği "örümcek adam" maskesiyle poz veren Brezilyalı, çevresini saran takım arkadaşlarıyla golün sevincini yaşadı. Öte yandan, maç başlamadan siyasi içerikli tezahüratlar yapan Fenerbahçeli taraftarlar, karşılaşma oynanırken de zaman zaman bu yönde tezahüratlarda bulundu. 8 sezon sonra ilk yarıda 40 puanın üzerine çıktı Sezonun ilk yarısını 41 puanla lider tamamlayan Fenerbahçe, 8 sezon sonra ilk yarıda 40 puanın üzerine çıktı. Ligde 2005-2006 sezonunun ilk yarısında ortaya koyduğu 45 puanlık performansla lig rekorunu kıran sarı-lacivertli takım, bu sezona kadar 17 maçlık bölümlerde en fazla 37 puan elde etti. Süper Lig'de rakipleriyle puan farkını açtığı bu sezon 13 galibiyet 2 beraberlik ve 2 yenilgiyle 41 puan toplayan sarı-lacivertli ekip, 8 sezon aradan sonra 40 puan barajını aştı. 2005-2006 sezonunda 17 maçlık bölümde 45 puanlık performansın ardından, sırasıyla 2006-2007'de 37, 2007-2008'de 37, 2008-2009'da 33, 2009-2010'da 37, 2010-2011'de 33, 2011-2012'de 35 ve son olarak geçen sezon (2012-2013) 27 puan toplayan sarı-lacivertliler, bu sezon 41 puan yaptı. Öte yandan, sarı-lacivertli futbolcular, maç sonunda tribünleri gezerek galibiyetin sevincini taraftarlarla paylaştı. Kadıköy'de yenilmezlik serisi 15 maça yükseldi Spor Toto Süper Lig'de sezonun ilk yarısını 5-1'lik Kayserispor galibiyetiyle tamamlayan Fenerbahçe, Kadıköy'deki yenilmezlik serisini 15 maça yükseltti. Mücadeleye iç sahada 14 maçlık yenilmezlik ünvanıyla başlayan sarı-lacivertli takım, kazanarak seriyi 15 maça taşıdı. Süper Lig'de Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki son yenilgisini geçen sezonun 20. haftasında Sivasspor karşısında (2-1) alan Fenerbahçe, bu maçın ardından çıktığı 15 maçın 13'ünü kazandı, 2'sinde ise sahadan beraberlikle ayrıldı. Ersun Yanal yönetimindeki sarı-lacivertli takım, iç sahada geçen sezondan kalan 6 maçlık yenilmezlik serisini, sezonun ilk yarısındaki 9 maçta da devam ettirdi. 2013 yılında ligde iç sahada sadece bir maçta yenilen "Sarı Kanaryalar", Kayserispor mücadelesiyle, bu yıl Kadıköy'deki 17. lig maçını oynadı. Sarı-lacivertliler, 17 maçta, 13 kez kazandı, 3 beraberlik aldı, 1 maçta da yenildi.

2013'de 70 Gazeteci Görev Başında Öldüğü Tesbit Edildi

Merkezi New York'ta bulunan komitenin internet sitesinde yayımlanan raporda, 2013 yılında gazeteciler için en tehlikeli ülkeler Suriye, Irak ve Mısır olarak sıralandı. Raporda, iki yıldır devam eden iç savaşın binlerce kişinin yaşamına mal olduğu Suriye'de 28, Irak'ta 10 ve Mısır'da 6 gazetecinin öldüğü belirtildi. Örgüt, Pakistan, Somali, Hindistan, Brezilya, Filipinler, Mali ve Rusya'da da çok sayıda gazetecinin görev başında yaşamını yitirdiğine dikkati çekti. Bu yıl ölen gazetecilerden yüzde 36'sının çatışmalarda ya da çapraz ateşte, yüzde 20'sinin ise tehlikeli görevleri yerine getirirken hayatını kaybettiği ifade edildi. Komite, 2013'de 211 gazetecinin ise hapsedildiğini kaydetti. Gazetecileri Koruma Komitesi Müdür Yardımcısı Robert Mahoney, Ortadoğu'nun gazeteciler için bir "ölüm bölgesi" haline geldiğine işaret ederek, "Uluslararası toplum, bütün hükümetlere ve silahlı gruplara gazetecilerin sivil statüsüne saygı göstermeleri ve gazetecilerin katillerini adalet karşısına çıkarmaları için baskı yapmalıdır" ifadelerini kullandı. Komitenin gazeteci ölümlerini izlediği 1992 yılından bu yana bin 40 gazeteci yaşamını yitirirken, 2012 yılında ise 74 gazeteci öldürülmüştü.

Dünya'da İslam'a Karşı Bir Savaş Var

, birliğin 25. yılı dolayısıyla Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Süleymaniye kentinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul merkezli operasyonda yaşananları, uluslararası bir komplo olarak niteleyen Karadaği, "Türkiye'de yaşanan olaylar, tüm İslami hareketler için başlatılan komplonun bir parçasıdır" dedi. İslami hareketlere karşı bir savaş yürütülüyor" diyen Karadaği, "Mısır'da İhvan 5 kere seçildi ama devirdiler. Son olarak İhvan'a karşı darbe yaptılar. Aynı şeyi Tunus, Yemen ve Suriye'de görüyoruz. Asıl önemli ve dikkat edilmesi gereken husus, bütün bunlara rağmen Arap ülkeleri paralarını komplo kuran devletlerin bankalarına yatırıyorlar. İslam'a karşı düzenlenen bir savaş var. Bizi de tanımıyorlar. Hep onlara ihtiyaç duyalım istiyorlar" şeklinde konuştu. Konuşmasında, operasyon, yolsuzluk ve rüşvet yapıldığı iddialarına da yer veren Karadaği, yolsuzluğun günah olduğunu ve hiçbir Müslüman'ın bunu savunamayacağının altını çizerek "Yolsuzluk varsa bunu yapanlar mahkemeye çıkartmalı ve cezaları vermelidir. Adalet yerini bulmalıdır" dedi. Toplantıda, basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Karadaği, Türkiye'de ilk defa bir hükümetin, Kürtlere bu kadar olumlu yakınlaştığını belirterek, "Türkiye Başbakanı'nın anayasayı değiştirme çabaları var. Kürtlerin hakkılarına anayasada yer verilecek diye umuyoruz ve bunu başarmasını isteriz" diye konuştu. Petrol sevkiyatıyla ilgili bir soru üzerine ise Karadaği, "Umarım Erdoğan başarıyla üstesinden gelir. Çıkarlarımız ortaktır. Petrol iki ülkenin kazanacağı şekilnde çıkartılsın. Biz Türkiye hükümetine inanıyoruz. Kürtlerle daha yakın ve daha dostane bir ilişkinin devamına sıcak bakıyoruz" dedi.

Varil Bombaları Suriye'de Ölüm Saçıyor

Suriye İnsan Hakları Gözlem Grubu'ndan yapılan açıklamada,Suriye uçakları tarafından bırakılan içi patlayıcı dolu varil bombalarıyla ölenlerin 151'inin çocuk, 46
sının ise kadın olduğu belirtildi. Suriye İnsan Hakları Örgütü de yaptığı son açıklamada, rejim güçlerinin muhaliflerin kontrolündeki bölgelere havadan "varil bombalarıyla", karadan roket ve havan topuyla düzenlediği operasyonlar sonucunda Halep'te 50, Humus'ta 15, başkent Şam'ın banliyölerinde 16, Hama'da yedi, Dera ve Deyru'z Zor'da üçer, Rakka ve İdlib'te ikişer ve Lazkiye kentinde bir olmak üzere toplam 99 kişinin yaşamını yitirdiği bildirilmişti.

Çin'in Batısındaki Uygur Özerk Bölgesi'nde 8 Kişi Öldürüldü

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin Kaşgar vilayetinde bir kasabanın polis karakoluna saldırı düzenlendiği öne sürülen 8 kişinin güvenlik güçlerince öldürüldüğü bildirildi. Bölgenin resmi haber portalı Tienşan, "9 kişinin, yerel saatle 06.30 sularında Şaçı kasabasında polis karakoluna bıçaklarla saldırdığı ve bir polis aracını ateşe verdiğini" iddia etti. Bunun üzerine emniyet güçlerinin açtığı ateş sonucu 8 kişinin öldürüldüğü 1 şüphelinin ise gözaltına alındığı kaydedildi. Ölenlerin ve tutuklanan kişinin kimliğine ve söz konusu eylemin neden düzenlendiğine ilişkin ayrıntı verilmezken, kapsamlı incelemelerin başladığı açıklandı. Kaşgar vilayetinde 17 Aralık'ta da polisin "Hasan İsmail adlı kişiyi ararken, ona bağlı olduğu iddia edilen bir grup tarafından saldırıya uğradığı" savunulmuş ve çıkan çatışmada 2'si polis toplam 16 kişi hayatını kaybetmişti.

28 Aralık 2013 Cumartesi

Adnan Şensesi Sevenleri Son Yolculuğuna Uğurlandı

Adnan Şenses için Teşvikiye Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Şenses’in eşi Leyla Şenses, yakınları ve sanat dünyasından çok sayıda kişi katıldı. Cenaze töreninde gözyaşı döken Leyla Şenses, “O kadar içten söylüyorum ki dünyanın en iyi meleğini kaybettik. Canımı, ciğerimi kaybettim. Şuna inanın hayatta bu kadar iyi bir insan olamaz. Melekti, başka bir şeydi o. Allah bana güç versin. Yolu açık olsun. Allah rahmet etsin. Sözün, her şeyin bittiği yer burası” dedi. Oyuncu Hakan Ural ise, “Başımız sağ olsun. Bir döneme damga vurmuş çok önemli sanatçılardan biriydi. Şahsına münhasır biriydi Adnan abi. Allah ailesine sabırlar versin. Adnan abi baba yarımızdı. Toprağı bol olsun” diye konuştu.Adnan Şenses ile 45 yıllık dost olduklarını anlatan Selami Şahin de, “Anılarımız, resimlerimiz çok. Böyle bir sanatçı, böyle bir insan zor gelir. Giden bir daha geri gelmiyor. Mekanı cennet olsun. Onun yeri dolmaz, o kimsenin taklidini yaparak bir yere gelmedi. Kendine has sesiyle bir yerlere geldi. O bu yaştaydı ama hala sesi 25 yaşındaki bir sanatçı gibiydi. Allah vergisi bu. Son albümde benden bir şarkı okumuştu. Benim için çok büyük onur büyük bir gurup bu. Mekanı cennet olsun. Söyleyecek söz bulamıyorum” dedi.

İzmir Alaybey Askeri Tersane'de Feci Kaza, 10 Şehit


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İzmir'deki römorkör kazasıyla ilgili Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'den bilgi alarak, şehitler için başsağlığı diledi. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, İzmir Tersanesi'nde meydana gelen römorkör kazasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 10 personelinin şehit olması üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'i telefonla arayarak bilgi aldı. Gül, Özel ile görüşmesinde şehitlerin ailelerine, millete ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne başsağlığı dileklerini iletti. İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Alaybey Askeri Tersane'de yaşanan kazanın ardından tersanede incelemelerde bulunan Vali Mustafa Toprak, enkazda ulaşılamayan personel olmadığını söyledi. Vali Mustafa Toprak, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait Alaybey Tersanesi'nde bakımı yapıldıktan sonra denize indirilen "TCG Değirmendere" römorkörünün yan yatması sonucu meydana gelen kazanın ardından tersanede incelemelerde bulundu. 10 personelin cansız bedenine ulaşıldığını söyleyen Vali Toprak, askeri törenin büyük ihtimalle yarın yapılacağını bildirdi. Şehitlerin ailelerine başsağlığı dileyen Toprak, “8 asker ve 2 işçi personelimiz hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden personelin ailelerine ulaşılıyor. Askeri savcılık olaydaki sebepler üzerine çalışıyor İzmir 'in Karşıyaka ilçesindeki askeri tersanede meydana gelen kazada hayatını kaybeden 3 personele hala ulaşılamadığı bildirildi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait Alaybey Tersanesi'nde bakımı yapıldıktan sonra denize indirilen "TCG Değirmendere" römorkörünün yan yatması sonucu meydana gelen kazanın ardından arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. 7 er, bir astsubay ve 2 işçinin hayatını kaybettiği, 17 personelin ise yaralı olarak kurtarıldığı kazada 3 personele hala ulaşılamadı. Tersaneye birçok cenaze aracının giriş yaptığı görüldü. Genelkurmay Başkanlığı, İzmir Tersanesi’nde yaşanan kazada 10 personelin hayatını kaybettiğini, 17 personelin ise yaralı olarak kurtarıldığını açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yapılan açıklamada, İzmir Tersanesi’nde havuzda bakımda olan TCG Değirmendere Römorkörü’nün havuzda "dalış" esnasında henüz bilinmeyen bir nedenle sağ tarafa yan yatmak suretiyle “alabora” olması sonucunda 10 personelin hayatını kaybettiği, 17 personelin yaralı olarak kurtarıldığı bildirildi. Açıklamada, “Yaralıların sağlık durumları iyi olup hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Olayla ilgili adli ve idari tahkikata başlanmıştır. Müessif olayda hayatını kaybeden şehit personelimize Allah'tan rahmet, kederli aileleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına başsağlığı dileriz” denildi. İzmir’de Değirmendere römorkörünün tamir edildikten sonra havuzdan denize indirilmesi sırasında meydana gelen kazada ölü sayısı 7’ye yükseldi. Karşıyaka’da bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı İzmir Tersanesi’nde Değirmendere römorkörünün onarım sonrası havuzdan denize indirilmesi sırasında yaşanan kazada ölü sayısı 7’ye yükseldi. İzmir Valiliği’nden alınan bilgiye göre kaza sırasında gemide 10 personelin bulunduğu ve 8’inin asker, 2’sinin ise işçi olduğu belirtildi. Arama ve kurtarma çalışmaları neticesinde ulaşılan cesetlerden 6’sının asker, 1’inin ise işçi olduğu bildirildi. Kıyı İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait “Barbaros 2” adlı vinç ve ekipmanları kurtarma çalışmalarına devam ediyor. İzmir'deki Alaybey Tersanesi'nde bugün meydana gelen gemi kazasının ilk bilançosu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Kazada, iki kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin de yaralandığı ifade edildi. İHA muhabirinin İl Sağlık Müdür Yardımcısı Turhan Sofuoğlu'dan telefonla aldığı bilgiye göre, kazada iki kişi öldü, yedi kişi de yaralı kurtarıldı. Sofuoğlu, yan yatan gemiden çıkarılan iki kişiyi tüm müdahalelere rağmen kurtaramadıklarını belirterek şöyle konuştu: "7 kişi de yaralı çıkarıldı. Bunlardan biri Ege Üniversitesi'nde diğer 6'sı Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Yaralıların sağlık durumları iyi, hayati tehlikeleri bulunmuyor. Gemi enkazında bulunduğu ileri sürülen 6-7 kişiyi kurtarma çalışmaları sürüyor." Öte yandan olay yerinde bulunan İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın bir açıklama yapması bekleniyor. Askeri tersanede can pazarı: 11 yaralı İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki Alaybey Askeri Tersanesi’nde bakımı yapıldıktan sonra denize indirilmek istenen TCG Değirmendere adlı römorkörün yan yattığı kazada 11 kişi yaralandı. Alaybey Askeri Tersanesi’nde bakımı yapılan Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait “TCG Değirmendere” adlı römorkör, öğle saatlerinde denize indirilmek istendi. Bu sırada, römorkör su alıp Karşıyaka yönüne doğru yan yattı. Olay sırasında sivil ve askeri işçilerden 11 kişi yaralandı. Yaralılar, Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne ve Ege Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan 5’i taburcu edilirken, 3 yaralının durumunun ise ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Genelkurmay Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İzmir Tersanesinde havuzda bakımda olan TCG Değirmendere Römorkörü’nün havuzda “Dalış” esnasında henüz bilinmeyen bir nedenle sağ tarafa yatmak suretiyle “alabora” olduğunu belirtilerek bazı askeri ve sivil personelinin kayıp olduğunun belirlendiği açıklandı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İzmir Tersanesinde havuzda bakımda olan TCG Değirmendere Römorkörü’nün 23 Aralık 2013 tarihinde, havuzda “Dalış” esnasında henüz bilinmeyen bir nedenle sağ tarafa yatmak suretiyle “alabora” olduğu kaydedilerek şöyle denildi: Söz konusu römorkör, planlı bakım faaliyeti için 27 Kasım 2013 tarihinden itibaren havuzda bulunmaktadır. Alınan ilk bilgilere göre; olay anında römorkörde bulunan bazı askerî ve sivil personelin kayıp olduğu belirlenmiş olup, kurtarma çalışmalarına devam edilmektedir. Gelişmeler kamuoyu ile paylaşılacaktır". ÇALIŞMALAR SONLANDIRILDI İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Alaybey Askeri Tersane'de 10 kişinin hayatını kaybettiği 17 kişinin de yaralandığı römorkör kazasının ardından sabah saatlerinde tersanede çalışmaların yapılmadığı görüldü. İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Alaybey Askeri Tersane'de dün öğlen saatlerinde römorkörün yan yatması sonucu yaşanan kazada 10 kişi ölmüş, 17 kişi ise yaralanmıştı. Dün akşam saatlerinden itibaren yapılan çalışmaların ardından sabah saatlerinde herhangi bir çalışma yapılmadı. ŞEHİT OLAN DENİZ ASTSUBAYININ BABA OCAĞINA ATEŞ DÜŞTÜ İzmir’deki Alaybey Askeri Tersanesi’nde römorkör kazasında şehit olan Deniz Astsubayı Veysel Gündoğdu’nun Gaziantep’teki baba ocağına ateş düştü.Karşıyaka’daki Alaybey Askeri Tersanesi’nde dün TCG Değirmendere Römorkörünün bakımı yapılarak denize indirildiği sırada yan yatması sonucu şehit olan askerlerden Deniz Subayı Veysel Gündoğdu’nun Gaziantep’teki Mücahitler Mahallesi’nde bulunan baba ocağına ateş düştü. Evli ve 1 çocuk babası astsubay Gündoğdu’nun şehit olduğu haberini alan ailesi gözyaşlarına boğuldu. Şehidin evinin bulunduğu sokağa Türk bayrakları asılırken, gözyaşlarına hakim olamayan baba Şahin Gündoğdu, eve gelen askeri yetkililer tarafından teselli edildi. Şehidin 2 aylık hamile olduğu öğrenilen eşi Meltem Gündoğdu ile 6 yaşındaki kızı Damla’nın İzmir’de bulundukları öğrenildi. Veysel Gündoğdu’nun cenazesinin yarın yapılacak törenin ardından toprağa verileceği öğrenildi.

Yolsuzluk ve Rüşvet’ Soruşturmasında Flaş Haber

Yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturması kapsamında tutuklanan Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın avukatı mahkemeye başvurarak, tahliye talebinde bulundu.Yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturması kapsamında tutuklanan Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın avukatı tutuklama kararına itiraz etti.Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelen avukat Ersan Şen hazırladığı dilekçe ile İstanbul 25 Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurdu.Avukat Şen müvekkili Aslan’ın tahliyesine karar verilmesini istedi. Şen ayrıca soruşturma kapsamında müvekkilinin mal varlığına da el konulduğunu hatırlatarak el koyma kararının da kaldırılmasını talep etti. Avukat Şen’in talebi önümüzdeki günlerde mahkemece karara bağlanacak.Öte yandan, soruşturma kapsamında tutuklanan diğer şüphelilerin de bir haftalık itiraz süresinin son günü olan 30 Aralık Pazartesi gününe kadar tutuklama kararına itiraz edeceği öğrenildi

Kırklareli'de 4 Bin Paket Kaçak Sigara Ele Geçirildiği Belirtildi

Kırklareli İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kırklareli il merkezi ve ilçelerinde kaçak sigaraya geçit vermiyor.Edinilen bilgiye göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yapmış oldukları çalışma neticesinde, O.K. ve B.Ö.'yü takibe aldı. O.K. idaresindeki araçta aramalar yapan ekipler, gümrük kaçağı 4 bin paket sigara ele geçirdi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor

Antalya'da Korkunç Kaza: Çok Sayıda Ölü Var

Edinilen bilgiye göre Antalya’nın Alanya ilçesi Çayarası Yaylası mevkiinde bir baraj inşaatında çalışan işçileri taşıyan servis minibüsü, sabah saatlerinde buzlanma nedeniyle kontrolden çıkarak önce şarampole, ardından gölete yuvarlandı. Kazada çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği öğrenilirken, olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye ve jandarma ekibi sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

27 Aralık 2013 Cuma

ABD'de 12 Yılda 12 Bine Yakın Kişi Gözaltında Öldüğü Acıklandı

ABD Adalet Bakanlığı'nın raporuna göre, en son istatistik rakamlarının çıkarıldığı 2011 yılında 885 kişi, 12 yılda da toplam 11 bin 798 kişi gözaltındayken çeşitli nedenlerle yaşamını yitirdi. İstatistiklere göre, gözaltında yaşanan can kayıplarının en önemli nedeni sağlık sorunları. Rapora göre, sağlık sorunları arasında kalp krizi, aids, kanser, böbrek rahatsızlıkları ve solunum yolu problemleri başta geliyor. Diğer ölüm nedenleri arasında ise intihar, uyuşturucu madde kullanımı, kaza ve cinayet gibi sebepler bulunuyor. Gözaltı merkezlerinde, henüz yargı önüne çıkmamış ancak kefalet ödemeye güçleri yetmeyenler, sınırdışı edilmesine karar verilenler ve trafik suçları gibi basit suçlar işlediği iddia edilen zanlılar tutuluyor. Henüz mahkeme önüne çıkmadıkları için hapishaneye konup konmayacakları bile belli olmayan kişilerin gözaltı merkezlerinde hayatını kaybetmesi bu merkezlerdeki sağlık ve güvenlik koşullarını tartışılır hale getiriyor. Gözaltı merkezlerinde tecavüz, cinayet gibi ağır suçların zanlıları ile trafik kuralı ihlali yapanların aynı koğuşlarda tutulması konusu da diğer bir eleştiri nedeni.

Güney Sudan'dan 21 Türk Vatandaşı Tahliye Edildi

İç çatışmaların yaşandığı Güney Sudan'dan 21 Türk vatandaşı tahliye edildi. Dışişleri Bakanlığının girişimiyle Güney Sudan'da bulunan Türk vatandaşlarını tahliye etmek için başkent Cuba'dan kalkan uçak Ankara Esenboğa Havalimanı'na indi. Geçen aya kadar Türkiye'nin Cuba Büyükelçiliğini yürüten Ahmet Ergin, tahliye süreciyle ilgili gazetecilere bilgi verdi. Ankara Etimesgut Havalanından kalkan askeri uçağın yerel saate göre 5'te Cuba Havalimanına ulaştığını belirten Ergin, "Yakıt ikmaline müteakip vatandaşlarımızla yeniden havalandık. Bu süreçte Dışişleri Bakanlığımız, Cuba Büyükelçiliğimiz ve vatandaşlarımız bu üçgen içerisinde sürekli eşgüdüm halindeydik ve herhangi bir sıkıntı yaşanmaksızın vatandaşlarımızla döndük" diye konuştu. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün (AFAD) koordinasyonunda gerçekleştirilen tahliye işlemiyle 21 kişinin Türkiye'ye geldiğini ifade eden Ergin, Cuba'daki Türk Büyükelçiliğinin halen faaliyette olduğunu dile getirdi. Ergin, Türk vatandaşı olarak geride kendi rızasıyla kalmayı tercih eden 5-6 Türk vatandaşıyla elçilik görevlilerinin ve Birleşmiş Milletler Güney Sudan Misyonu'nda görev yapan emniyet mensuplarının kaldığını belirtti. Ergin, "Cuba'da durum göreceli olarak sakin fakat ülkenin diğer bölgelerinde halihazırda çatışmalar yaşanıyor" dedi. Tahliye edilen vatandaşlardan Hakan Aydın da, çatışmaların ilk olarak başkent Cuba'da başladığını ve daha sonra Kuzey bölgelere sıçradığını dile getirdi. "Şu anda hala Kuzey bölgelerde bir karışıklık var" diyen Aydın, bölgedeki bazı şehirlerden çatışma haberleri geldiğini ifade etti. Tahliye edilen yolculardan Siyami Hocaoğlu da çatışmalara şahit olduklarını dile getirerek, "Ölümleri gördük, öldürenleri gördük. Vahşet boyutunda değil ama sıkıntılar var" ifadesini kullandı. Tahliye süreciyle ilgili de endişe yaşamadıklarını belirten Hocaoğlu, "Sağolsunlar. Çok mutluyuz" dedi. Güney Sudan'da, Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit'in kendisine karşı başarısız bir darbe girişiminde bulunulduğunu açıklaması ve darbe girişiminin arkasındaki isim olarak temmuz ayında görevden aldığı yardımcısı Riek Machar'ı işaret etmesi sonrasında çok sayıda siyasi ve üst düzey askeri yetkili gözaltına alınmıştı. Bunun üzerine başlayan şiddet olaylarının tırmanmasıyla ülkede olağanüstü hal ilan edilmişti. Güney Sudan'ın en büyük etnik gruplarını oluşturan Cumhurbaşkanı Salva Kiir'in bağlı olduğu Dinka ile görevden aldığı yardımcısı Riek Machar'ın Nuer kabileleri arasında yaklaşık iki haftadır devam eden çatışmalarda binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği, 120 binden fazlasının da yerinden edildiği belirtiliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi de Güney Sudan'da bulunan BM barışgücüne bağlı asker sayısının 12 bin 500'e, uluslararası polis sayısının ise bin 323'e çıkarılmasına karar vermişti. Dünyanın en genç ülkeleri arasında gösterilen Güney Sudan, uzun yıllar süren iç savaşın ardından 2011'de yapılan referandumla Sudan'dan bağımsızlığını kazanmıştı.

Libya'da THY Ofisine Silahlı Saldırı Düzenlendi

Libya'da, Trablus Havalimanı'ndaki Türk Hava Yolları (THY) bilet satış ofisine düzenlenen silahlı saldırının hırsızlık amaçlı olduğu ve olayda 1 Türk vatandaşının öldüğü, 1'inin yaralandığı bildirildi. muhabirimize açıklamada yapan THY Basın Müşaviri Ali Genç, saldırının hırsızlık amaçlı düzenlendiğini ve olayda muhasebe şefi Uğur Tezcan'ın hayatını kaybettiğini, satış şefi Nadide Nur Duman'ın yaralandığını ifade etti. Duman'ın hastaneye kaldırıldığını aktaran Genç, saldırının hırsızlık amacıyla bilet satış ofisine gelen kişiler tarafından yapıldığını belirtti. Trablus’taki Türk Büyükelçiliği kaynaklarından alınan bilgiye göre de, kentin güneyinde Tripoli Tower iş merkezindeki THY bilet satış ofisine hırsızlık amacıyla giren kimliği belirsiz kişi veya kişiler, muhasebe şefi Uğur Tezcan’ı öldürüp, satış şefi Nadide Nur Duman’ı da yaraladıktan sonra kasadaki paraları da alarak kaçtı. Baskında ağır yaralanan satış şefi Duman Trablus merkez hastanesine kaldırılarak yoğun bakımda tedaviye alınmıştı. THY’den bir ekibin ölen Tezcan’ın cenazesini almak ve yaralı Duman'ı özel ambulans uçakla Türkiye’ye naklini sağlayabilmek için Libya’ya gittiği bildirildi. Libya emniyet birimlerinin saldırgan veya saldırganların bir an önce yakalanması için geniş çaplı çalışma yaptıkları belirtildi.

Ankara ve Taksim'de İzinsiz Gösteriye Müdahale Edildi

Cumhuriyet Anıtı önünde toplanan 50-60 kişilik bir grup, hükümet aleyhinde sloganlar atarak, çeşitli pankartlar açtı. Taksim Meydanı ve çevresinde güvenlik önlemi alan polis ekipleri, gruptakileri dağılmaları yönünde uyardı. Polisin uyarılarına rağmen İstiklal Caddesi'ne yönelen ve eylemlerini sürdüren gruptakilere TOMA aracından tazyikli suyla müdahale edildi. Göstericiler ara sokaklara dağılırken, bir grup sloganlar eşliğinde Galatasaray Lisesi'ne doğru yürüyüşe geçti. Beyoğlu İstiklal Caddesi'nin ara sokaklarında zaman zaman küçük gruplar halinde toplanarak polise, taş, şişe ve havai fişek atan göstericilere tazyikli su ve biber gazıyla müdahale edildi. Göstericiler, bir süre sonra dağıldı. Müdahaleler sırasında gözaltına alınan 70'e yakın kişi, polis otobüsleriyle emniyete götürüldü. Göstericilerin kurduktan sonra ateşe verdikleri barikatlardaki alevler, TOMA'lardan sıkılan suyla söndürüldü. Ardından barikatlar kaldırıldı. Kendilerine "Ankara Dayanışması" adını veren bir grup da Güvenpark'ta toplandı. Buradan sloganlarla AK Parti İl Başkanlığına yürümek isteyen grup, eylemlerinin izinsiz olduğu gerekçesiyle çevik kuvvet ekiplerince Meşrutiyet Caddesi'nde durduruldu. Bu sırada, gruptakiler, caddedeki Halk Bankası binasının kapılarını tekmelemeye başladı ve havai fişek attı. Bunun üzerine polis, gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Müdahalenin ardından, gruptakiler ara sokaklara dağıldı. Bu arada, Türkiye Gençlik Birliği üyesi bir grup da yine Güvenpark'ta bir araya geldi. Gruptakiler, çeşitli sloganlar atarak AK Parti İl Başkanlığı'na yürüdü. Grup, burada yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı. Edirne'de de izinsiz gösteri düzenlendi. Zübeyde Hanım Parkı'nda toplanan üniversite öğrencileri ve vatandaşlardan oluşan grup, pankartlar ve sloganlar eşliğinde AK Parti İl Başkanlığı önüne kadar yürüdü. Gruptakiler, yapılan açıklamanın ardından dağıldı.

Erdoğan'dan HSYK'ya Suç Duyurusu Geldi

Sakarya Üniversitesi'nde Teknokent ile yapımı tamamlanan diğer tesislerin açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HSYK'nın dün yayınladığı 'yeni adli kolluk yürütmeliği anayasaya aykırı' bildirisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Erdoğan; "Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Başsavcı, savcının nasıl bilgi sızdırdığını açıkladı. HSYK burada suç işledi. Adli Kollukla ilgili bir dava sürerken kalkıp açıklama yapıyorlar. Anayasanın 138. Maddesine aykırı hareket ediyorlar. Bu HSYK'yı kim yargılayacak. Öyle bir yetkim olsa anında yargılayayım. Kim yargılayacak biliyor musunuz. Tabiki millet yargılayacak. Son günlerde iki şey söyledim. Ya millet ya zillet." dedi.

Tüm Hisseler Çökerken, Doğan'ın Hisseleri Yüzde 11 Artış Gösterdi

17 Aralık'ta gerçekleştirilen seçim ayarlı torba operasyonun destekçilerinin borsadaki iniş çıkışları dikkat çekici bir hal almaya başladı. Küresel aktörlerin de karıştığı iddia edilen operasyon sonrasında meydana gelen borsa hareketlerinde, hedef alınan Halkbank ve Emlak Konut GYO'nun hisselerinde önemli kayıplar yaşanmıştı. Ardından yatırımcı, bu operasyonun gerçek yüzünü gördükten sonra, destekleyen şirketlere karşı tavrını değiştirdi. Özellikle cemaate yakın yayınlarıyla bilinen Bugün gazetesi, Bugün Tv ve Kanaltürk'ün sahibi Akın İpek'in şirketleri Koza Altın, İpek Enerji ve Koza Madencilik hisseleri bu tepkiyle gerilemiş ve adeta çökmüştü. Yine Hürriyet, Radikal ve Posta gazeteleri,CNN Türk ve Kanal D televizyonlarıyla operasyonu destekleyen yayın yapan Doğan Grubu hisselerinde de benzer bir manzara yaşanmıştı. İSTİFALARIN TEK KAZANANI Dün ise çok daha ilginç bir gelişme yaşandı. Operasyonda hedef alınan bakanlardan üçünün istifası sonrası Borsa İstanbul ciddi şekilde gerilerken; hemen bütün hisselerde çok önemli oranlarda düşüşler yaşandı. Fakat bu düşüşün istisnası vardı. Operasyona gazete ve TV'leriyle destek veren Aydın Doğan'ın sahibi olduğu şirketler, dikkat çekici şekilde yukarı yönlü hareket yaptı.Doğan Holding'in hisselerindeki artış dün gün içinde yüzde 11'i geçti. Doğan Holding hisseleri günü yüzde 11.42kazançla kapattı. Borsada diğer bir artış da Akın İpek'in şirketlerinin hisselerinde yaşandı. Dün gün içinde İpek'in şirketleri Koza Altın yüzde 6.30, Koza Madencilik yüzde 7.61, İpek Enerji de yüzde 8.51 artışları gördü. Daha sonra hisseler kapanışta düştü. İpek Enerji yüzde 0.91, Koza Madencilik yüzde 2.53, Koza Altın yüzde 2.75kayıpla günü tamamladı. BORSA DÜŞTÜ DÖVİZ ÇIKTI İstifa haberlerinin ardından Borsa İstanbul hareketli saatler yaşadı. Borsa dün günü yüzde 4.20 kayıpla 66.096 puandan tamamladı. Dolar ve euro ise dün günü yükselişle kapattı. Dolar 2.0830 liraya, euro 2.8470 lirayayükseldi. Cumhuriyet altını 544 liradan işlem gördü.

Ertuğrul Günay Ak Parti'den İstifa Etti

Tatlı yiyelim, tatlı başlayalım. Öyle bir alışkanlığımız vardı bizim. Benimle çalışan arkadaşlar bilirler ama, eksik geldi kusura bakmayın. Ben dün akşamki bazı gelişmeler üzerine İstanbul’daki programımı kestim, Ankara’ya geldim. Böyle bir önemli toplantıya size dağıtacağım bir basın metni ile çıkabilirdim. Ama olmadı biraz doğaçlama yapacağım. "AKİF'TEN SİYASETİN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR" Önce bugün özel bir gün. Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem diyen bu büyük ismin Mehmet Akif’in vefat günü. Ankara’nın soğuk kış günlerini, İstiklal Marşı için verilen para ödülünü kabul etmeyen ahlak abidesinin vefat yıl dönümü. Bugün hala Akif’ten galiba siyasetin de öğreneceği çok şey var. Akif'in büyüklüğünü gösteren bizim daha yürüyecek çok yolumuzun olduğunu gösteren bir özel örnek. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Erdoğan’a ve Adalet ve Kalkınma Partisi MYK üyesi arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum. Kendileriyle bir süre birlikte çalıştık. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi’ne girerken 27 Nisan Muhtırası'ndan hemen kısa bir süre sonra, şimdiye kadar inandıklarımı aynı kararlılıkla inanmaya devam ederek aranıza katılıyorum demiştim. 7 yıla yakın süre içinde aynı doğrultuda vekilliğimi ve bakanlığımı sürdürmeye çalıştım. "SAVUNMA PSİKOLOJİSİ SERGİLENİYOR" Millete hizmet etme fırsatı buldum. Partiye girerken söylediğim sözler için çalıştım. Buna aykırı işler gördüğüm zaman da, bakanlık dönemimde de bunları yüksek sesle uyarmaya çalıştım. Bugünlerde sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Türkiye’ye hizmet eden bir siyasi hareket çok ciddi iddialarla karşı karşıya. Bunlara karşı bizim cesaretle karşılamamız, özgüvenle davranmamız gerekirken, siyasi etiği zorlayan, normal insan aklını zorlayan bir savunma psikolojisi sergileniyor. Bu hareket için, bir hükümet için zor bir dönem. Arkadaşlarımız da bir süreden bu yana böyle zor bir dönemde içinde bir çok yurttaşımızla dostluk bağı kurduğumuz bir doğru hareketten ayrılmak doğru olmayabilir. Kalıp içeride uyarılar yapmaya, itirazımız varsa, hukuk etiği konusunda bir itirazımız varsa onları söylemeye devam edelim niyet ve kararını ısrarla sürdürdük. "KARARI TAVIRLARIYLA KOLAYLAŞTIRDILAR" Aklın ve ahlakın emrettiği doğrultuda, yöneticilere doğruyu söylemeye çalıştık. Ama dün akşam MYK ve Sayın Genel Başkan, bizim vermekte zorlandığımız bir kararı teşvik ettiler. Parti ciddi ithamlarla karşı karşıyayken, o ithamlara partinin maruz kalmasına sebep olan insanlara, 10 gün tahammül gösterip, aklı zorlayan destek verilirken, bütün söylemi akla davet eden arkadaşları dün akşam disiplin kuruluna sevk ettiler. Bizim zor verebileceğimiz bir kararı, arkadaşlar bu tavırlarıyla kolaylaştırmış oluyorlar. Bakanken de sonraki dönemde de, partinin tabanında çok sayıda Türkiye'nin madurlarının, mazlumların olduğu bilinciyle, partinin bu düzeni bozmasından kendisini uzak tutması konusnuda uyarılarda bulundum. Ama ne yazık ki bunu dinletme imkanı kalmadı. Çünkü bir anlayış gelişti iktidar partisinde, iki kanat gelişti. Bir tabandaki masum geniş mazlum, mağdur edilmiş geniş bir kitle. Bir de partinin mağrur ve mütehakkim bir anlayış. O anlayışa bir şey anlatmanın şansı kalmadı. Onlar kibirin doğrultusunda bir başka yere doğru yelken açıp gidiyorlar. Kendilerine başarılar dilerim. Yolları ayırmak noktasına geldik. Tertemiz arkadaşlarımızla ne gönül bağımızı ne de iç anlayışımızı katiyen ayırmak niyet ve kararında değilim. Bunu daha fazla katlanmamız da mümkün değildi bu mağrur ve mütehakkim tavıra. Hayatta herkesin düsturu olan sözler vardır. “Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem” “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz asla.” "BİREY OLARAK KARAR VERİYORUZ" Bir arkadaşım sabah istifa etti. Biz birlikte bu partiye katılmış birkaç arkadaştık. Biz birlikte girdik partiye ama birey olarak karar veriyoruz. Özgür insanlar, bu partiye de siyaseti özgür insanların yapılabileceğini göstermek istiyoruz. Katılırken önemli katkılar yapmıştık, ayrılırken de bugün, içerde itiraz ederken de katkı yaptığımı söylemeye çalışıyordum. Siyaseti özgür bireylerin yapabileceği konusunda örnek sergilemek istiyoruz. "FAZİLET PARTİSİ'NDEN AYRILANLAR İSTİFA ETMİŞLER MİYDİ ACABA?" 2002’de Fazilet Partisi’nden ayrılıp Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kuran arkadaşlar istifa etmişler miydi acaba? Sayın başbakan’a sorun isterseniz ben hatırlamıyorum. Ben akşam birkaç saat önce, biz partiye zor bir eşikte geldik, temiz siyaset arayışı içinde bulunduk hep. Yine öyle çalışmaya devam edeceğiz demiştim. Bu açıklamama rağmen böyle bir karar aldıkları için, ben de bekledikleri karşılığı verdik.Geniş tabanına bir kez daha seslenmek istiyorum. Anadolu’daki hukuk devleti olsun, güzel bir devlet olsun, özgür yaşama şansı olsun diye bekleyen insanlara karşı büyük bir burukluk içindeyim. Bu disiplin kararına sabırla boyun eğmemiz beklenmezdi. Bu ayrılma kararını verdim. Şu anda bağımsız bir milletvkeili olarak, hukukçuyum da şu anda. Bugünlerde bu sıfatın birikimine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. "YAPILAN DEĞİŞİKLİK ANAYASA İHLALİDİR" Bu çok önemli bir gelişme. Ben Türkiye’de ilk kıdemli hukukçulardan biriyim. Bizim dönemimizdeki hukuk eğitiminin bugüne göre daha nitelikli olduğunu da yüksek sesle söylüyorum. Gerçekten son zamanlarda yönetmelik değişikliği, yolsuzluk rüşvet tartışması başladıktan sonra yönetmelikte yapılan değişiklik anayasa ihlalidir. Dün HSYK açıklama yaptı. Siz söylüyorsunuz bugün Danıştay yürütmeyi durdurdu diye. Çünkü hukukun temeli budur. Adli kolluk yürütmeyle işbirliği yapmaz. Yürütmeye haber verdiğiniz zaman kuvvetler ayrılığı ilkesini ciddi biçimde sarsmış olursunuz.Arkadaşlarımı son bir kez daha uyarıyorum. Onların kanunsuz emirlerine uyan kamu görevlilerini uyarıyorum. Kanunsuz emre uyulmaz. Herkes aklının bir tarafına yazsın. Bugünkü hukuk ihlalleri yarın mutlaka hukukun önüne çıkar. Toplum bunun bedelini çok ağır biçimde ödetir. Ortada bir yanlışlık varsa Başbakan’ın bilgisi dahilinde mi diyorsunuz? Bunu Çevre ve Şehircilik Bakanımız söyledi biliyorsunuz. Ben sadece bakanken İstanbul’daki bu yağmayı durduralım. Bakın bu iki yıl önceki açıklamadır. "Rant aç gözlülüğünü durduralım. Değil Taksim’e kışla adı altında herhangi bir yapı, Sultanahmet Meydanı'na AVM yapabilecek bir aç gözlülük var" diye ısrar ettim. Benim bu yaklaşımlarım dinlenmek yerine bakan değişikliği tercih edildi. Bu söylediklerimin üzerine gidilseydi belki bugüne gelmezdik. Toplumun umutlarına haksızlık yapılıyor derken bunu kast etmeye çalıştım. Ben bu tartışmanın savunmasına başbakanın kalkışmasını hiçbir şekilde izah edemiyorum. Normal akılla izah edemiyorum. Bunun gerekçesi nedir? Araştırmacı gazetecilik diye bir uzmanlık alanı var. Çalışın ve öğrenelim.

Aykut Kocaman'dan İlginç Meireles Açıklaması Geldi

Aykut Kocaman; "Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en karakterli yabancı oyuncu Meireles'tir." dedi. Fenerbahçe'nin Chelsea'den transferi Meireles, son olarak Beşiktaş derbisinde gördüğü kırmızı kart nedeniyle yine tartışılan bir isim haline gelirken, eski hocası Aykut Kocaman, yıldız futbolcuya bu sözlerle sahip çıktı: "Kimse onu anlamıyor, tanımıyor. O hem Türkiye'ye gelmiş en kariyerli oyuncu, hem de sahada takımı için her şeyini veriyor. Hem kaliteli hem de saha dışında da muhteşem karakterli biri. Bana göre Meireles adamın dibidir.

Varikosel Hastalığı Sertleşme Sorununa Sebeb Olurmu

Varikoseli olan infertil hastaların kan tahlillerine bakıldığında total testosteron seviyesinin düşük olduğu belirlenmiş, varikoselektomi operasyonu yapılan bu hastalarda ameliyat sonrası testosteron düzeylerinin yükseldiği tespit edilmiştir. Total testosteron düzeyinin düşük olması sertleşme sorunu ve cinsel istek azalma gibi sorunlara yol açabilir. Bu sebeple varikosel hastalığı görülen bazı hastalarda sertleşme sorunu ve cinsel isteksizlik gibi durumlar görülebilir. Çok ileri düzey grade 3 düzeyinde varikoselin tedavi edilmemesi sonucu testiküler atrofi oluşabilir ve buna bağlı olarak testosteron üretimi etkilenmekte ve dolaylı olarak sertleşme sorunu ortaya çıkabilmektedir. VARİKOSEL KISIRLIK YAPAR MI? Varikosel testis çevresindeki damarların genişlemesi durumuna verilen isimdir. Varikoseli olan hastalarda sperm sayı ve hareketinde azalma görülürken, testis boyutunun çok etkilenmesine bağlı olarak testosteron üretimide etkilenmektedir. Sperm üretiminin azalması yanında varikosel hastalığı spermde kromatin hasarına yol açarak da hamilelik oluşumunu engellemektedir. Varikosel tüm bu etkileri sonucu kısırlığa yol açabilir. Erkek kısırlığının en sık tedavi edilebilir nedeni varikoseldir. VARİKOSEL HASTALIĞININ TANISI NASIL KONULUR? Varikosel hastalığı olan hastalar ya testis ağrısı ya da çocuk olmaması sebebiyle doktora başvuran hastalarda tespit edilir. Üroloji doktorunun muayenesi sonucu varikosel tanısını koyabilir fakat skrotal doppler ultrasonografi ile damar çapları ve reflü belirlenerek varikosel varlığı dökümante edilmiş olur. Varikosel tespit edilen hastalara 2 adet sperm tahlili yapılarak sperm sayı ve kalitesi değerlendirilmelidir. Sperm tahlili sonucu sperm sayısı 10 milyonun altında olanlarda hormon tetkikleri (total testosteron, FSH, LH, prolaktin) bakılmalıdır. Eğer sperm sayısı 5 milyon ve altında ise karyotip analizi ve Y kromozom mikrodelesyonunun değerlendirildiği genetik testler yapılmalıdır. VARİKOSEL AMELİYATINDA MİKROCERRAHİNİN AVANTAJLARI NELERDİR? Varikosel cerrahi olarak veya damarların embolizasyonu yöntemi ile tedavi edilebilir. Varikoselin cerrahi tedavisinde mikrocerrahi varikoselektomi yöntemi en ideal tedavi şeklidir. Mikrocerrahi varikoselektomi yönteminde spermatik kord içerisindeki pleksus pampiniformise ait venler mikroskop altında 8-10 büyütmede ince diseksiyonlarla bağlanırlar. Mikrocerrahi yönteminde arter, ven ve lenfatik ayrımı kolayca yapılabilmektedir. Mikroskop kullanılmayan operasyonlar sonrası lenfatiklerin bağlanmasına bağlı hidrosel görülebilmektedir. Ayrıca tüm venlerin bağlanamadığı durumlar daha sık görülüp varikoselin tekrar etme ihtimali artmaktadır. VARİKOSEL HASTALARINDA KROMOZOM TAHLİLİ YAPILMASI GEREKİR Mİ? Varikosel hastalarında her hastaya kromozom analizi yapılmasına gerek yoktur. Tahliller sonucu sperm sayımı yapılan ve sperm sayısı 5 milyonun altında olan hastalarda genetik değerlendirme yapılması gerekir. Çocuk olmama sebebiyle başvuran hastaların değerlendirmesinde sperm tahlili mutlaka görülmeli ve sonuçlardaki anormalliğe göre gerekli hastalarda karyotip tayini ve Y kromozom mikrodelesyonu yapılmalıdır. VARİKOSEL AMELİYATI SPERM TAHLİL SONUCU BAKILMADAN YAPILABİLİR Mİ? Eğer varikosel hastalığı tespit edilmişse ve hasta sperm verebilecek yaşta ise sperm tahlili mutlaka görülmelidir. Çünkü ameliyat kararını hasta sperm sayı ve hareketine göre vermekteyiz. Eğer hasta sperm veremeyecek adölesan yaş grubunda ise sperm tahlili olmadan testiküler hacimde azalma ve testisteki yumuşama ameliyat kararını vermede yönlendirici olmaktadır.

Piranalar İnsanlara Saldırdı: 65 Yaralı

Olayda yaklaşık 65 kişi yaralandı. Ülkenin Rosario kentinde serinlemek için Parana nehrine giren insanlar, pirana saldırısına uğradı. Olayda yaklaşık 65 kişi yaralandı. Yaralılardan bir çocuğun parmağını kaybettiği öğrenildi. Vücutlarında kesikler oluşan pirana mağdurları hastanelerde tedavi altına alındı. Piranalar Güney Amerika’daki akarsularda yaşayan piranalar, küçük ama yırtıcılığıyla dikkat çeken bir balık türü. Etçil olanları insanlar için tehlike arz ederken, bir çok korku filminde işlenmesine rağmen insanlara saldırması nadir görülüyor.

'4. yıldızı takacağız'Carpıcı Acıklama

Albayrak, Galatasaray’ın sezon sonunda şampiyon olarak 4. yıldızı takacağına inandığını söyledi. Basın mensupları için düzenlediği yemek öncesi açıklamalarda bulunan Abdurrahim Albayrak, lider Fenerbahçe ile Galatasaray arasında 8 puanlık bir fark olduğunun hatırlatılması üzerine, “16 maçta oluşan 8 puanlık fark kalan 17 maçta kapanabilir. Kapanmayacak bir puan farkı değildir. Galatasaray’ın o güce, o kaliteye sahip futbolcuları vardır. Hem UEFA Şampiyonlar Ligi’nde, hem de Türkiye’de. İnanıyoruz ki 2014 yılında Galatasaray 4. yıldızı takacak. Camiamıza ve taraftarlarımıza büyük bir mutluluk olacak. 2014 yılında bütün takımlara da, Galatasaray’a da başarılar diliyorum. Bu vesileyle de hem sizin hem de herkesin yeni yılını can-ı gönülden kutluyorum. Hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi. ALİ DÜRÜST: “YENİ YIL ÜLKEMİZE VE GALATASARAY’A HAYIRLI OLSUN” Abdurrahim Albayrak’ı ziyarete gelen Eski Galatasaray yöneticisi Ali Dürüst ise basın mensuplarıyla karşılaşmanın güzel bir sürpriz olduğunu ifade ederek, “2 senemiz karda kışta hep beraber geçti. Bizim az kahrımızı çekmediniz. Hep beraber güzel 2 sene geçirdik. Şimdi bir vesileyle tekrar birlikte olduk. Tabii bu bir maç sonrası açıklaması değil. Hep beraber burada yemek yiyeceğiz. Yeni yılımızı kutlayacağız. İnşallah bu yeni yıl ülkemize ve Galatasaray’a hayırlar getirsin” diye konuştu. Basın mensuplarının Abdurrahim Albayrak ile tekrar Galatasaray yönetiminde yer alıp almayacakları yönündeki soruya Dürüst, “Bizim bir arada olmak için yönetimde olmamıza gerek yok. Galatasaray’da bu bir bayrak yarışıdır. Biz zaten her zaman Galatasaray’ın içindeyiz. Galatasaray’a faydalı olmak için yönetimde olmamıza gerek yok. Her aşamada kalbimiz Galatasaray için çarpıyor” cevabını verdi. Ali Dürüst, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki 8 puanlık farkı değerlendirerek, “11 puanlık farkın kapatıldığı zaman ben yönetimin içindeydim. Dolayısıyla bunun örneğini yaşadık. Bir sürpriz değil. Önemli olan bu beraberlikle, iyi oyunla bu lige devam etmek. İnşallah 4. yıldızı hep beraber takacağız. Onu da tekrar burada kutlarız” açıklamasında bulundu.

Suçu Başbakan'a atın sizi kurtaralım Telkini

Habertürk TV'de Ece Üner'e konuşan Yenişafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi'den operasyonla ilgili çarpıcı bir açıklama geldi. Selvi, operasyonda gözaltına alınanlara "suçu Başbakan'a atın, sizi kurtaralım" şeklinde telkinde bulunduğu yönünde bir duyum aldığını söyledi. Abdülkadir Selvi, Başbakan’ın bakanlara “istifa edin” şeklinde telkini olup olmadığıyla ilgili soruya şöyle cevap verdi: Onu bilmiyorum. Bende şöyle bir duyum var. 17 Aralık’ta gözaltına alındıktan sonra özellikle bakan çocuklarına ve gözaltındaki şahıslara İstanbul Emniyeti’ndeki sorguları sırasında “biz Başbakan’ın talimatıyla yaptık, Başbakan bize böyle talimat verdiği için bu imar değişikliklerini yaptık” şeklinde ifade verin biz sizi kurtaralım şeklinde telkinlerin olduğunu biliyorum. Bilmiyorum onu mu kastediyor sayın bakan ama, Başbakan böyle telkinde bulunacak olsaydı herhalde 17 Aralık günü saat 07:30’da canlı yayına çıkardı, o bakanları azlettim derdi ve bundan da siyasi olarak prim toplardı. Başbakan onun yerine, “bakalım her şey bir anlaşılsın ondan sonra değişiklik olur” yolunu tercih etti. Hatta bu bakanları sırtında taşıdığı için de 10 gündür eleştiriliyor, 10 gündür de yıpranıyor. Bunu yapan Başbakan neden bunları söylesin.

26 Aralık 2013 Perşembe

ABD Büyükelçisi ile yemek tarihi tesadüf oldu

ABD büyükelçisi ile yemeğinin tarihinin tesadüf olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Önceden belirlenen bir tarihti ama operasyonun olduğu güne denk geldi. Karar aldığımızda böyle bir şey yoktu" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programına katıldı. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 17 Aralık operasyonu ile ABD büyükelçisiyle yemeğinin aynı tarihlere denk gelmesinin tesadüf olduğunu belirterek, "Benim ABD ziyaretimden sonra sayın büyükelçinin bir daveti oldu. Hem oradaki yansımaları öğrenmek, hem benim gözlemlerimi aktarmak için, tesadüf eseri o güne denk geldi. Önceden belirlenen bir tarihti ama operasyonun olduğu güne denk geldi. Karar aldığımızda böyle bir şey yoktu" dedi.

Alanya Limanı, Son 6 Yılın Yolcu Rekoruna Kırdı

TÜRKİYE ve İsrail arasındaki bozulan ilişkilerin olumsuz etkilerini Avrupa pazarıyla aşan Alanya Limanı, son 6 yılın en yüksek yolcu sayısına ulaştı. Bu yıl 53 kruvaziyer gemiyle Alanya Limanı'na gelen 57 bin 454 yolcu, ilçe ekonomisine yaklaşık 6 milyon dolar katkı sağladı. Alanya Limanı'nın 2000 yılından bu yana işletmeciliğini yapan Alanya Liman İşletmeleri Denizcilik A.Ş. (ALİDAŞ), bu yıl 53 kruvaziyer gemiyle 57 bin 454 yolcu ağırlayarak son 6 yılın en yüksek rakamlarına ulaştı. Alanya Limanı, en parlak dönemini yaşadığı 2007 yılında 124 gemiyle 94 bin yolcu ağırladı ancak İsrail gemilerinin bölgeden çekilmesiyle birlikte her yıl düşüş yaşayan Alanya Limanı, 2012 yılında 31 gemi ve 36 bin 703 yolcu sayısına kadar geriledi. Daha sonra Avrupa ve Amerika'nın ünlü kruvaziyer firmalarıyla anlaşmalar yapan ALİDAŞ, bu yıl 53 gemi ve 57 bin 454 yolcu sayısına ulaştı. 2013 yılında Alanya Limanı'na gelen transit yolcular, ilçe ekonomisine ise yaklaşık 6 milyon dolar katkı sağladı. ALİDAŞ Başkan Vekili Müfit Kaptanoğlu, Akdeniz Kruvaziyer Limanlar Birliği'nin (Medcruise) 43'üncü genel kurulunun 14 Kasım 2013'de Alanya'da yapılmasının önümüzdeki yıllarda ilçenin kruvaziyer turizmine olumlu yansıyacağını söyledi. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin bozulmasının ardından Doğu Akdeniz ülkelerinde yaşanan olayların da bölgedeki kruvaziyer turizmini olumsuz etkilediğini öne süren Kaptanoğlu, "İsrail gemilerinin durmasıyla son yıllarda bir düşüş oldu ancak bu düşüşü Avrupa gemileriyle toparladık. Doğu Akdeniz'deki olaylar nedeniyle önümüzdeki yıl için beklentimiz biraz düşük. Özellikle Mısır'da yaşanan olaylar nedeniyle büyük kruvaziyer firmalarının bu bölgeye soğuk baktığını gözlemliyoruz" dedi. Kruvaziyer firmalarının bölgeye bakış açışında düzelme olması halinde gemi trafiğini artırmak için bir takım çalışmaları yapacaklarını dile getiren Kaptanoğlu, "Özellikle Akdeniz Kruvaziyer Limanlar Birliği'nin (Medcruise) 43'üncü genel kurulunu Alanya'da yapması ve büyük kruvaziyer firmaları yetkililerinin Alanya Limanı'nı görmüş olması bizim için büyük bir avantaj oldu. Kruvaziyer firmalarının planlamalarını uzun vadeli yapmasını göz önünde bulundurursak, 2015 yılından itibaren olumlu gelişmelerin olacağını düşünüyorum." diye konuştu. Alanya Limanı'na son 6 yılda gelen gemi ve yolcu sayıları ise şöyle: 84 gemi, 56 bin 734 yolcu (2008), 74 gemi, 50 bin 973 yolcu (2009), 30 gemi, 21 bin 924 yolcu (2010), 35 gemi, 42 bin 108 yolcu (2011), 31 gemi, 36 bin 703 yolcu (2012), 53 gemi, 57 bin 454 yolcu (2013).

Eruh'ta Türkiye'nin En Yüksek Graviteli Petrolü Bulundu

SİİRT'in Eruh İlçesi'nde, 2 bin 552 metrede Türkiye'nin en yüksek graviteli petrolü bulundu. Siirt Valisi Ahmet Aydın, günlük 150 ila 250 varil petrol üretiminin yapılacağını belirterek, bu üretimin Türkiye standartlarının üzerinde olduğunu söyledi. Aladdin Middle East ve Sonar petrol arama şirketlerinini, Eruh İlçesi'ne bağlı Bayıryüzü Köyü yakınlarında ortak yürüttüğü aramalar sonucunda, 42.3 graviteli petrolü bulundu. 2 bin 552 metrede bulunan petrol kuyusundan günde 150 ila 250 varil petrol üretimini yapılacak. Buradaki üretimin, Türkiye'de ortalama bir kuyuda elde ettiği petrolün yaklaşık 3 katı olduğu belirtildi. Petrol bulunduğu alanda incelemelerde bulunan Siirt Valisi Ahmet Aydın, "Biz çok müjdeli bir haber aldık. Bir takım incelemelerde bulunmak üzere geldiğimiz Eruh'ta ancak bizi mutlu eden bir haber ile karşılaştık. Şuanda 42.3 önemli gravitide petrol bulundu. Aldığımız ilk bilgilerde çıkarılan petrolün çok önemli olduğunu teknik heyetten öğrendim. Ben burada emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum" dedi. Eruh İlçesi'ndeki petrolün 42.3 gravite ile dünya standartları üstünde olduğunu belirten Aladin East Şirketi Jeoloji Mühendisi Hüseyin Yıldırım, "1.5 yıldır yürütülen çalışmalar nihayet sonuç verdi. Bayıryüzü Köyü yakınlarında yapılan sondaj çalışmalarında 2 bin 552 metrede petrol bulundu. Yapılan testlerde 2 bin 374 metrede 42.3 api gravitede petrol olduğu saptandı. Bu rakam Dünya petrol kalitesi noktasındadır. Bulunan petrolün ekonomik olup olmadığını anlayabilmek için kuyuda test üretimi sürüyor" diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmezden Kin ve Öfke Acıklaması

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Libya İslam İşleri ve Evkaf Bakanı Ali El Beşir Hamuda ve beraberindeki heyetle görüştü.
Ziyarette bir gazetecinin ''Kamuoyunda son dönemde dini terimlerle de tartışılan bir konu var. Dini argümanların olduğu konuyla ilgili siz hep suskun kaldınız. Bu dönemdeki suskunluğunuzu kamu merak ediyor'' demesi üzerine Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ''Evet, sustuğum, konuşmadığım doğrudur. Doğrusu bu konuda sevgili Peygamberimizin bu gibi hallerde 'Ya hayır konuşun ya da susun' prensibini uygulamayı şahsen tercih ediyorum'' karşılığını verdi.
''Hem bir Müslüman olarak hem de ülkemizin yüce değerlerine hizmet eden bir müessesenin mensubu olarak ülkemizde olup bitenlerden, yapılan tartışmalarda son derece büyük bir üzüntü duyduğumu, kalben hüzün duyduğumu ifade etmek isterim'' diyen Görmez, şunları kaydetti:
''Çünkü olup bitenler, yapılan tartışmalar, az önce Libyalı sayın bakan ile konuşuyoruz, Libya'da ülkelerini yeniden imar etmekle uğraşan Ömer Muhtar'ın çocuklarını sevindirmiyor. Türkiye'de olup bitenler, yapılan nefret yüklü tartışmalar, öfke yüklü dualar, gönül coğrafyamıza, milletimize umudunu bağlamış mazlum milletlerin umudunu artırmıyor. Türkiye'de yapılan tartışmalar, olup bitenler, Afrika'da bize umut bağlamış gönlü yaslı, gözü yaşlı mazlumları sevindirmiyor.
Aynı şekilde Türkiye'de olup bitenler, yaptığımız tartışmalar, yanı başımızda Suriye'de varil bombalarıyla katledilen çocukların feryadını dindirmiyor. Onun için bu gibi hallerde ben herkesi kin, öfke ateşini söndürmeye davet ediyorum. Herkesin eline bir kova su alıp her türlü öfkeli tartışmayı söndürmesini istiyorum. Eğer eline kova almazsa bile İbrahim'in ateşini söndürmeye giden karınca misali avurtlarında öfke değil, su taşımasını istiyorum. Tabii ki hukuka intikal eden konularda da hakkın ve adaletin tecelli etmesini diliyorum.''

Kabinenin Yeni Bakanları Belli Oldu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nda değişen 10 ismi açıkladı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Adalet Bakanı olurken, Bekir Bozdağ'dan boşalan Başbakan Yardımcılığına Ankara Milletvekili Emrullah İşler getirildi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından Başbakanlık Merkez Bina'ya gelerek açıklama yaptı. Mevcut kabinede 10 değişikliğin söz konusu olduğunu belirten Erdoğan, "Arkadaşlarımın bir kısmı mevcut gelişmeler nedeniyle görevlerinden affını istediler. Bir kısmı zaten adaylıkları ile ilgili şu anda bakanlıklarından aynı şekilde ayrılmış oluyorlar. Bir kısmı da takdirim içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımıza teklif ettiğim, kendilerinin de onadığı böyle bir değişiklik oluyor" diye konuştu. 10 bakanlıkta yeni bir süreç başlayacağını ifade eden Erdoğan, "Bu değişikliğimizin Bakanlar Kurulu'na, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Gecenin bu saatinde sizleri meşgul ettiğim için de kusura bakmayın diyorum. Hayırlı geceler diyorum" dedi. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı kabine değişikliği şöyle: Başbakan Yardımcısı: Emrullah İşler Adalet Bakanı: Bekir Bozdağ Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Ayşenur İslam Avrupa Birliği Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Fikri Işık Çevre ve Şehircilik Bakanı: İdris Güllüce Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekçi Gençlik ve Spor Bakanı: Akif Çağatay Kılıç İçişleri Bakanı: Efkan Ala Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı: Lütfi Elvan AK Parti hükümetlerinde 4'üncü kabine revizyonu
AK Parti'de İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın istifası ve bazı bakanların büyükşehir belediye başkanlıklarına aday olması nedeniyle 4. kez kabinede revizyon yapıldı. Yeni revizyonla, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan oldu. AK Parti tarafından kurulan ilk hükümetten bu yana ilk kabine revizyonu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için yapıldı. Siirt'te yenilenen seçimlerin ardından Erdoğan milletvekili seçildi ve hükümetterevizyon gerçekleştirildi. Başbakan Abdullah Gül, 14 Mart 2003'te görevi Erdoğan'a devredip Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenirken, ilk revizyonda Yaşar Yakış ve İmdat Sütlüoğlu ise kabine dışı kaldı. 2 Haziran 2005'te yapılan ikinci revizyonda ise Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanı Güldal Akşit, görevini Nimet Çubukçu'ya, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü de yerini Mehdi Eker'e bıraktı. Zeki Ergezen de Bayındırlık ve İskan Bakanlığı görevini Faruk Nafiz Özak'a devretti. 60. Hükümütte 8 bakan kabine dışı kaldı 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından kurulan 60. Hükümette de bir önceki hükümete göre, dikkati çeken değişiklikler yaşandı. 2 Mayıs 2009'daki revizyonla 8 bakan kabine dışında kalırken, 7 bakanın da görev yeri değişti. Bu revizyonda, Nazım Ekren, Said Yazıcıoğlu, Kürşad Tüzmen, Kemal Unakıtan, Hüseyin Çelik, Mehmet Ali Şahin ve Hilmi Güler Bakanlar Kurulundan ayrılan isimler arasında yer aldı. Egemen Bağış, Ocak 2009'da, Başmüzakereci ve Devlet Bakanı sıfatıyla Bakanlar Kurulu'na katıldı. 12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından 6 Temmuz 2011'de kurulan 61. Hükümette, aralarında Bekir Bozdağ, Fatma Şahin, İdris Naim Şahin, Erdoğan Bayraktar, İsmet Yılmaz ve Suat Kılıç ilk kez görev alırken, 19 eski bakan yerini korudu. 3. revizyonda 4 bakan değişti Başbakan Erdoğan, 61. Hükümet'te görev alan 4 bakan yerine ara revizyonla kabineye yeni isimler atadı. Bu 3. revizyonda, AK Parti'nin kurduğu tüm hükümetlerde Sağlık Bakanı olarak görev alan Recep Akdağ'ın yerine Mehmet Müezzinoğlu, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yerine Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın yerine Ömer Çelik ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in yerine ise Muammer Güler getirildi. Efkan Ala Parlamento dışından kabineye girdi 30 Mart'taki yerel seçimlerde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in AK Parti'nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in AK Parti'nin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan adayı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması ve İçişleri Bakanı Güler, Ekonomi Bakanı Çağlayan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar'ın istifasıyla 4. kabine revizyonun gerekliliği de ortaya çıktı. Bugün yapılan yeni revizyonla, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan oldu. Nihat Ergün, Suat Kılıç ve Egemen Bağış kabine dışında kalan bakanlar olurken, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala Parlamento dışında kabineye girdi. Böylece, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ardından Efkan Ala AK Parti Hükümetlerinde Meclis dışından kabineye giren ikinci isim oldu. Ala'nın milletvekili yemini etmeden hükümet faaliyetlerinde bulunabileceği ancak Meclis Genel Kurulu'ndaki yasama faaliyetlerine katılabilmesi için öncelikle yemin etmesi gerekiyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görevine Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün'ün yerine yine Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, Gençlik ve Spor Bakanlığına Samsun Milletvekili Suat Kılıç'ın yerine ise yine Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç getirildi. En uzun süre görev yapan Babacan ve Atalay Beşir Atalay, Ali Babacan, Binali Yıldırım, şimdiye kadar kurulan AK Parti hükümetlerinin tümünde görev alan isimler oldu. Yıldırım'ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı sebebiyle koltuğu bırakmasıyla AK Parti hükümetlerinin kesintisiz Bakanlık görevi yapan isimleri Beşir Atalay ve Ali Babacan oldu. Bugüne kadar 66 isim bakanlık yaptı 19 Kasım 2002'den bu yana devam eden AK Parti iktidarında bugüne kadar bakanlık yapan isimler şöyle: "Abdullah Gül, Abdullatif Şener, Abdulkadir Aksu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Ali Coşkun, Atilla Koç, Bekir Bozdağ, Beşir Atalay, Binali Yıldırım, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Cevdet Yılmaz, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar, Erkan Mumcu, Ertuğrul Günay, Ertuğrul Yalçınbayır, Fatma Şahin, Faruk Çelik, Faruk Nafiz Özak, Güldal Akşit, İdris Naim Şahin, İmdat Sütlüoğlu, İsmet Yılmaz, Hayati Yazıcı, Hilmi Güler, Hüseyin Çelik, Kürşad Tüzmen, Kemal Unakıtan, Mehmet Şişmek, Mehdi Eker, Mehmet Müezzinoğlu, Mehmet Aydın, Mehmet Ali Şahin, Muammer Güler, Murat Başesgioğlu, Mustafa Demir, Nabi Avcı, Nazım Ekren, Nihat Ergün, Nimet Çubukçu (Baş), Osman Pepe, Ömer Çelik, Ömer Dinçer, Recep Akdağ, Sadullah Ergin, Said Yazıcıoğlu, Sami Güçlü, Selma Aliye Kavaf, Suat Kılıç, Taner Yıldız, Vecdi Gönül, Veysel Eroğlu, Yaşar Yakış, Zafer Çağlayan ve Zeki Ergezen. Emrullah İşler, Ayşenur İslam, Mevlüt Çavuşoğlu, Fikri Işık, İdris Güllüce, Nihat Zeybekçi, Akif Çağatay Kılıç, Efkan Ala, Lütfi Elvan." Bu arada Seçim Kanunu'ndaki hükümler sebebiyle seçim sürecinde İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanlıklarına Fahri Kasırga, Ahmet Kahraman, Osman Güneş ve Mehmet Habip Soluk geçici olarak atanan isimler oldu. Yeni Bakanlar Kurulu şöyle: Başbakan: Recep Tayyip Erdoğan Başbakan Yardımcısı: Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı: Ali Babacan Başbakan Yardımcısı: Beşir Atalay Başbakan Yardımcısı: Emrullah İşler Adalet Bakanı: Bekir Bozdağ Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Ayşenur İslam Avrupa Birliği Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Fikri Işık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Faruk Çelik Çevre ve Şehircilik Bakanı: İdris Güllüce Dışişleri Bakanı: Ahmet Davutoğlu Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekçi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Taner Yıldız Gençlik ve Spor Bakanı: Akif Çağatay Kılıç Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı: Mehdi Eker Gümrük ve Ticaret Bakanı: Hayati Yazıcı İçişleri Bakanı: Efkan Ala Kalkınma Bakanı: Cevdet Yılmaz Kültür ve Turizm Bakanı: Ömer Çelik Maliye Bakanı: Mehmet Şimşek Milli Eğitim Bakanı: Nabi Avcı Milli Savunma Bakanı: İsmet Yılmaz Orman ve Su İşleri Bakanı: Veysel Eroğlu Sağlık Bakanı: Mehmet Müezzinoğlu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı:Lütfi Elvan Kabinedeki yeni isimlerin özgeçmişleri şöyle: Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler Başbakan Yardımcılığına. getirilen AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, 7 Ocak 1960'ta Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Kuşçuören köyünde doğdu. Kral Suud Üniversitesi Eğitim Fakültesi İslami İlimler Bölümünde lisans eğitimini alan İşler, yüksek lisansını ve doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Bölümü Tefsir Anabilim Dalında tamamladı. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümünde tefsir alanında yardımcı doçent olarak çalışan İşler, daha sonra Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Arap Dili Eğitimi Anabilim Dalında yardımcı doçent, doçent ve profesör unvanlarıyla görev yaptı. Kazakistan ve Suudi Arabistan'da misafir öğretim üyeliği görevlerinde bulunan Emrullah İşler, Başbakan Başmüşaviri olarak çalıştı. Gazi Eğitim Fakültesi Arap Dili Eğitimi Anabilim Dalı Başkanlığı yapan İşler'in çok sayıda bilimsel kitap, makale ve bildirileri bulunuyor. Çok iyi düzeyde Arapça ve İngilizce bilen İşler, evli ve 3 çocuk babası. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Adalet Bakanlığı'na, getirilen AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, 1 Nisan 1965'te Yozgat'ta doğdu. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren Bozdağ, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Ana Bilim Dalında yüksek lisans yaptı. Bir süre kamu görevinde bulunan Bozdağ, daha sonra serbest avukat olarak çalıştı. Bozdağ, 18 Nisan 1999 yerel yönetim seçimlerinde Akdağmadeni İlçe Belediye Başkan Adayı oldu. Bozdağ, AK Parti'nin kurulmasıyla Yozgat'ta AK Parti İl Teşkilatı'nın kurucuları arasında yer aldı ve kurucu il yönetiminde Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. 22. Dönem'de Yozgat milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi olan Bozdağ, AK Parti Teşkilat Başkanlığı'na bağlı olarak değişik illerde İl Teşkilat Koordinatörlüğü ve 12. Bölge Teşkilat Koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. 23. Dönem Yozgat Milletvekili olan Bozdağ, AK Parti Meclis Grup Başkanvekili seçildi. Orta düzeyde İngilizce ve Arapça bilen Bozdağ, evli ve iki çocuk babası. AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Birliği Bakanlığı'na getirilen AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, 5 Şubat 1968'de Alanya'da doğdu. Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitiren Çavuşoğlu, ABD Long Island Üniversitesinde ekonomi dalında master yaptı ve öğretim görevlisi olarak çalıştı. Çavuşoğlu, 1993'te AÜ'de Avrupa Birliği Uzmanlığı eğitimini tamamladı. AK Parti kurucu Üyesi olan Çavuşoğlu, 22 ve 23. dönemlerde Antalya Milletvekili seçildi. 23. Dönemde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Başkanlığı, Göç, Mülteciler ve Nüfus Komisyonu Başkanlığı, Denetim Komisyonu Üyeliği, Bosna-Hersek Eş Raportörlüğü, Avrupa Demokratik Grup Başkan Yardımcılığı ve Sözcülüğü görevlerinde bulunan Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis Başkanlığına seçildi. İngilizce, Japonca ve Almanca bilen Çavuşoğlu, evli ve 1 çocuk babası. İçişleri Bakanı Efkan Ala İçişleri Bakanlığı'na getirilen Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1987 yılında mezun oldu. Ala, iki yıl Sakarya Valiliği maiyet memurluğu, bir yıl İngiltere'de hizmet içi eğitim yaptıktan sonra, ikişer yıl Dernekpazarı ve Kabataş ilçelerinde kaymakamlık, Tunceli'de vali yardımcılığı görevlerinde bulundu. Ala, İçişleri Bakanlığı'nda Eğitim Şube Müdürlüğü, İller İdaresi Daire Başkanlığı, Turizm Bakanlığı'nda Eğitim Genel Müdürlüğü ve Müşavirlik yaptı. Batman Valiliğinden, 14 Eylül 2004'te Diyarbakır Valiliğine atanan Ala, 10 Eylül 2007'den sonra Başbakanlık Müsteşarlığı görevine getirildi. Ala, evli ve iki çocuk babası. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 1958'de İstanbul'da doğdu. Öğretim üyeliği görevinde bulunan İslam, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Yüksek lisansını Ankara Üniversitesi, doktorasını ise Gazi Üniversitesinde yapan İslam, Ankara Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi ve Başkent Üniversitesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu. Çeşitli kitap ve makaleleri yayınlanan Bakan İslam, Yunus Emre Enstitüsü yönetim kurulu üyeliği yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma Eğitim Genel Müdürlüğü ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü görevlerinde de bulundu. İslam, iyi derecede İngilizce biliyor, evli ve 1 çocuk annesi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi Ekonomi Bakanlığı'na getirilen AK Parti Denizli Milletvekili Nihat Zeybekçi, Denizli'de 1961 yılında doğdu. Zeybekçi, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü'nde yüksek lisans, London Collage'de ekonomi eğitimi alan Zeybekçi, İstanbul ve Denizli'de yöneticilik görevlerinde bulundu. 2004-2011 yıllarında AK Parti Denizli Belediye Başkanlığı görevini yürüten Zeybekçi, Denizli Sanayi Odası Meslek Komitesi Başkanlığı da yaptı. Evli olan Zeybekçi, çok iyi düzeyde İngilizce ve Almanca biliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına getirildi. Fikri Işık, 13 Eylül 1965'te Gümüşhane'nin Babacan köyünde doğdu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Matematik Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. İzmit ve İstanbul'da özel okullarda İngilizce ve matematik öğretmenliği yapan Işık, gıda sektöründe yönetici olarak çalıştı. 20 Ekim 2001'de AK Parti Kocaeli Kurucu İl Yönetim Kurulu üyesi oldu. 22 Haziran 2003'ten itibaren 4 yıl AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı görevini sürdüren Işık, 23. ve 24. dönemlerde AK Parti'den Kocaeli Milletvekili seçildi. 2007-2013 yılları arasında AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığında Bölge Koordinatörü ve Teşkilat Başkan Yardımcısı olarak Türkiye'nin değişik bölgelerinde 47 ilin sorumluluğunu yürüten Işık, 31 Ocak 2013'te TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanlığına seçildi. ODTÜ Mezunlar Birliği Vakfı, Hereke Eğitim ve Kültür Yardımlaşma Derneği, Kızılay, Yeşilay, Ay Işığı Yetim ve Öksüz Çocuklar Yardımlaşma Derneği ile Kocaeli Gümüşhaneliler Vakfının üyesi olan Işık, iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Arapça biliyor. Işık, evli ve 4 çocuk babası. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına getirildi. Güllüce, 11 Şubat 1950'de Erzurum Hasankale'de doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesini bitiren Güllüce, yüksek lisansını Gebze Yüksek Teknoloji Üniversitesinde Yönetim Organizasyon alanında tamamladı. Libya'da mühendis ve yönetici olarak çalışan Güllüce, özel sektörde bir sanayi kuruluşunun hissedarı oldu ve genel müdürlük görevinde bulundu. Kartal Belediye Meclis üyesi, 3 dönem Tuzla Belediye Başkanı, Üsküdar Belediye Meclis Üyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili olarak görev yapan Güllüce'nin "Yerel Yönetimlerin Sorunları ve Çözüm Önerileri" adlı kitabı yayınlandı. 23. dönemde İstanbul Milletvekili seçilen Güllüce, 24. dönemde Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı oldu. Orta düzeyde İngilizce ve Arapça bilen Güllüce, evli ve 5 çocuk babası. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevine getirilen AK Parti Karaman Milletvekili Lütfi Elvan, 12 Mart 1962'de Karaman Ermenek'te doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesinden mezun olan Elvan, İngiltere Leeds Üniversitesinde maden ve yöneylem araştırması alanında, ABD'de Deleware Üniversitesinde ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. Etibankta yüksek mühendis olarak göreve başlayan Elvan, DPT'de planlama uzman yardımcısı, planlama uzmanı, kalkınmada öncelikli yöreler daire başkanlığı ve müsteşar yardımcılığı görevlerinde bulundu. Elvan, ayrıca, OECD Kırsal Kalkınma Grubu başkan yardımcılığı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Merkezi yönetim kurulu başkanı ve AB Müzakere İzleme ve Yönlendirme Komitesi üyesi olarak görev yaptı. 23. ve 24. Dönem'de AK Parti Karaman milletvekili olarak Parlamentoya giren Elvan. 23. Dönem'de Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu ve AB Uyum Komisyonu üyesi oldu. Elvan, 24. Dönem'de Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına seçildi. İngilizce bilen Elvan, evli ve 2 çocuk babası. Gençlik ve Spor Bakan Akif Çağatay Kılıç Gençlik ve Spor Bakanlığı'na getirilen AK Parti Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç, 15 Haziran 1976'da Almanya Siegen'de doğdu. Herfordshire Üniversitesini bitiren Kılıç, Siyaset Bilimi ve Avrupa Ekonomisi alanında eğitim gördü. Sabancı Holding Universal Trading Uk Şirketinde satın alma görevlisi olarak çalışan Kılıç, 2003'ten itibaren AK Parti Genel Merkezi'nde danışmanlık, Başbakan müşavirliği ve özel kalem müdür yardımcılığı yaptı. 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde Samsun'dan milletvekili seçilen Kılıç, NATO Parlamenter Asamblesi (NATOPA) Türk Grubu üyesi oldu. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilen Kılıç, evli ve 2 çocuk babası.